Sigara; kanser, kalp ve akciğer hastalıkları başta olmak üzere birçok hastalığın başlıca nedenlerinden biridir. Dünyada her yıl 5 milyon kişi ve Türkiye’de 100 binden fazla kişi yani ölen her 4 kişiden biri, tütün kullanımına bağlı nedenlerden hayatını kaybediyor. Bu sayının 2030 yılında 240 bine ulaşılacağı tahmin ediliyor. Erkeklerde tüm kanser türlerine bağlı ölümlerin yüzde 35’i, kadınlarda ise yüzde 15’inin nedeni sigara kullanımıdır. Akciğer kanserine bağlı ölümlerin ise yüzde 90’ının temelinde sigara yatıyor. Özellikle sigara ile doğrudan ilişkili olan akciğer kanseri, kanser nedenli ölüm oranında birinci sırada yer alıyor. Kronik bronşit ve amfizem gibi nefes darlığı yapan solunum sistemi hastalıklarının en önemli nedeni de yine sigara kullanımıdır.
Ülkemizde görülen kronik hastalıkların başında akciğer hastalıkları önemli yer tutmaktadır. Bunların en önemlileri ve toplum tarafından da en çok bilinen ve duyulan hastalıklar KOAH ve Akciğer Kanseri yer almaktadır. Başta KOAH olmak üzere bu iki hastalığın sosyal ve ekonomik bakımdan yükü dikkat çekecek derecede fazladır. Sigara ve Sağlık Ulusal Komitesinin raporuna göre, Türkiye’de yaklaşık 3 milyon KOAH hastası olduğu ve hasta başına yıllık tedavi maliyetin 6000 lira, Akciğer kanserinin ise yılda 50 bin kişide teşhis edildiğini ve kişi başına minimum maliyetinin 15 bin liradır.
Akciğer hastalıklarının başta gelen sebebi sigara kullanımıdır. TUİK verilerine göre; Türkiye genelinde sigara içme oranı kentlerde yüzde 33, kırsal kesimde yüzde 27,2 olurken, kentlerdeki erkeklerin yüzde 47,8’i, kırsal kesimdeki erkeklerin yüzde 48,1’i sigara kullanıyor.
Son dönemlerde özellikle kapalı alanlarda sigara içiminin yasaklanması, sigara paketleri üzerineki caydırıcı mesaj ve resimler, görsel medyada dönen sigara karşıtı reklamlar son olarak hastanelerde sigara bırakma polikliniklerinin açılması olumlu gelişmelerdir. Tedavi maliyetleri ve sosyal yükü göz önüne alınırsa büyük bir sosyal sorun kapsamına alınması ve sigara kullanımına karşı daha etkin çalışmalar yapılması zorunlu hale gelmiştir.
Sigaranın bağımlığı tedavisi zorlu ve sabır gerektiren bir süreçtir. Sigaranın bırakılması hekim kontrolünde gerçekleşmesi gerekmektedir. Sigarayı bırakmada ilk adım kararlı olmaktır. Ayrıca bırakma süresi boyunca yakınlarından destek görmek son derece önemlidir. Sigarayı bırakma aşamasında çeşitli tedavi yolları bulunur. Bazı insanlar, bağımlılığın yanı sıra genetik olarak da yatkın oldukları için sigarayı daha zor bırakır. İlaç, beyindeki içme isteğini azaltır. Bu ilaçlar sigarayı bırakmakta zorlanan kişilerde kullanılabilir. Bunun yanında replasman tedavisi olarak adlandırılan eksik etken maddenin yerine konulması esasına dayanır. Nikotin maddesi, kişiye nikotin bantlarıyla dışarıdan verilir. Nikotin sakızları, hatta nikotin spreyleri de bulunur. Sigara ağızlıkları, yani nefesle çekilen mentollü ağızlıklar da bulunur. Ancak bu nikotin bantlarının her gün değiştirilmesi ve geceleri çıkarılması gerekir. Bu bantların da dozları bulunur. Bağımlılık düzeyi çok yüksekse, en yüksek dozdan başlanır. Bu yöntem, ilaca ek olarak da uygulanabilir. Etkinlik sağlanması için kombine tedaviler önerilir. Sigarayı bırakma konusunda çok zorlanan kişiler için ilaç, nikotin bandı ve nikotin sakızı bir arada uygulanabilir. Ancak bu tedavilerin doktor kontrolünde uygulanması gerekir. Aksi halde kontrolsüz kullanımda sağlık açısından zararlı sonuçlar doğurabilir.
Son olarak sigaranın bırakılması sonrasında vücudumuzda görülen değişiklikleri şöyle bir gözden geçirelim;
20 dakika sonra, kan basıncı ve nabız normale döner, el ve ayak dolaşımı düzelir.
8 saat sonra, kan oksijen düzeyi normale döner, kalp krizi geçirme riski azalır.
24 saat sonra, vücut karbonmonksitten arınır.
48 saat sonra, kandaki nikotin düzeyi azalır, tat ve koku duyusu artar, peptik ülserli hastaların tedaviye verdikleri cevap artar.
72 saat sonra, hava yollarının gevşemesi sonucu nefes alıp verme rahatlar, solunum yolları fonksiyon görmeye başladığı için sekresyon miktarı artar, hava yolları kendi kendini temizlemeye çalışır. Enerji düzeyi artar.
2-12 hafta sonra, tüm vücuttaki dolaşım düzelir, solunum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riski azalır, yürürken yorulma ve tıkanma daha az görülür.
3-9 ay sonra, öksürük, kısa aralıklarla nefes alıp verme ve wheezing yani hırıltılı ya da ıslık sesli soluk alıp verme gibi solunum yolu problemleri düzelir, akciğer fonksiyonları yüzde 5-10 oranında artar.
12 ay sonra, koroner kalp hastalığı riski yarı yarıya azalır.
12-36 ay sonra, mesane kanseri riski yüzde 50 azalır.
5 yıl sonra, kalp krizi geçirme riski, yemek borusu ve ağız boşluğu kanserleri riski yüzde 50 azalır.
10-15 yıl sonra, kalp krizi geçirme riski hiç içmeyenlerle aynı seviyeye iner, akciğer kanseri riski sigara içenlere göre yüzde 50 azalır.
Görüldüğü gibi sigarayı bırakmak vücutta hayata yeniden başlama etkisi yaratıyor. Sigara bırakma kampanyalarındaki sloganla bitirelim “Haydi hayata yeniden başla”.