Aydın Hız’ın kaleminden çıkan “Hayal Denizi-İbn Arabi’nin İzinde” İslâm düşünce ve tasavvuf tarihinin en önemli isimlerinden bir tanesi olan İbn Arabi’nin yaşantısını farklı bir boyutta ele alan kitap İbn Arabi’yi anlatırken aynı zamanda tarih ve tasavvufun da kapısını çalıyor. Diğer romanların aksine Hayal Denizi ikili kurguya sahip bir roman olmasının yanı sıra bilinen tarihi romanlardan da epeyce farklı. Tarih ile tasavvufun harmanlandığı bir dönem romanı Hayal Denizi. İbn Arabi’nin yaşadığı dönem roman içerisinde farklı boyutlarıyla ele alınıyor.
“İbn Arabi’nin İzinde” alt başlığıyla yayınlanan roman, doktorasını İngiltere’de yapmış bir akademisyenin hayatıyla başlıyor. Eşini kaybetmiş, annesinin yokluğunu ruhunun derinliklerinde hisseden küçük çocuğunun sorunlarıyla boğuşan bir babayı, Dr. Hatem Yılmaz’ı bir anda Gaziantep’te tarihi eser kaçakçılarının elindeki tarihi haritayı incelerken buluyoruz. Orta Çağ’ın en büyük coğrafyacılarından el-İdrisi’nin çizmiş olduğu tarihi haritanın izinden Endülüs’te Ceziretü’l-Hadra Limanı’na, İbn Arabi’nin coğrafyasına geçiş yaşıyoruz. O vakitten sonra roman iki ayrı hikâye üzerinden ilerliyor. Bir taraftan İbn Arabi’nin hayatını izlerken, diğer taraftan terör örgütü tarafından kaçırılan tarihçinin hayatına dahil oluyoruz. Son bölümde ise iki hikâye birleşerek ortak bir noktada düğümleniyor.
Hayal Denizi romanı, İbn Arabi’nin düşünce sistematiğini ana hatlarını oldukça sade bir dille aktarıyor. Yazarın yer yer kullandığı şiirsel anlatımı ise tasavvuftaki manevi tecrübenin ortaya çıkarılmasında romana ayrı bir derinlik veriyor.
Timaş Yayınlarından çıkan ve Aydın Hız’ın kaleminden dökülen bu eser okunmaya değer nitelikte.