Dün partilerin grup toplantılarında Genel Başkanlar konuşmalarını yaptı.
Erdoğan ve Bahçeli’nin ortak hareket ettikleri bir nokta var ki ABD’nin ve Batı’nın Türkiye’ye karşı yok edici bir oyun içinde olduğu…
Her iki lider de Sarraf davası üzerinden yürütülen bu oyunda birlik mesajı vererek daima millet ve vatan için mücadele edeceklerini dile getirdiler.
Bir diğer noktaları ise böyle bir vaziyette Kılıçdaroğlu’na yüklenmeleriydi.
Kılıçdaroğlu’nun elinde belgelerle bu davanın yürütüldüğü bir dönemde meydana çıkıp ne olduğunu ispat edemediği halde ortalığı germesi liderlerin tepkisine neden oldu.
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasında ise elle tutulur bir şey yoktu.
Hep aynı iddialar, hep aynı sorular!
Yani anlayacağınız 1 saat konuştu ama havanda su dövdü.
Man Adası, yok para giriş çıkışları, yok Suriyelilere yapılan yardımlar derken sadece soru sormakla yetindi.
Hukukta bir husus vardır ki iddia eden iddiasını kanıtlamakla yükümlüdür.
Yok o Salı yok bu Salı, bekleyin bak neler olacak sözleriyle milleti oyalamak hiç kimsenin haddi değildir.
Kendi boş işlerine milleti de takmaya çalışmak akla hizmet olmadığı gibi ülkeye de ihanettir.
Sarraf davasındaki iddialar üzerinden hükümete yüklenmekse ABD’ye hizmettir.
Bahçeli çok doğru bir tespit yapmıştır.
Eğer Zarraf Türkiye’de hukuksuz işleri varsa ve bu işlere rüşveti ve yolsuzluğu katarak Bakanı alet ettiyse yargılanma yeri burası olacaktır.
Lakin bir çok kişi bunu karıştırmaktadır. Kılıçdaroğlu da burda yargılayalım diyor ama amaç farklı.
Sarraf’ı burda yargılayalım! Neden? Çünkü o ambargoyu delmiş, ABD yasalarına uygunsuz davranmış.
İyi de bize ne? ABD değil burası ey Kılıçdaroğlu ABD değil!
Türkiye’deyiz ve Türkiye’nin İran’a yönelik böyle bir ambargosu yoktur.
Öyleyse gaye nedir? Türkiye’nin yanında olmak mı ABD’ye destek vermek mi?
Bir günden bir güne şu Man Adası iddiaları üzerinden hükümete yüklendiği kadar ABD’ye laf söylediğini görmedik kendilerinin…
Sert bir çıkış yaptıklarına, Türkiye’yi savunduklarına şahit olmadık.
Öyleyse bu durumda ABD’ye hizmet eden kim oluyor Kılıçdaroğlu?
ABD’nin iddiaları üzerinden yol almaya çalışan kim oluyor?
Ekonomik olarak Türkiye’yi sıkıştırmak isteyen ABD’ye Man Adası üzerinden ekonomik olarak destek vermek değil de nedir bu?
Şu açık ve nettir ki Man Adası ile ilgili kanıtlanamayan belgeler üzerinden ülkesini gözardı edip milletinin üzerine basıp havanda su dövmek mankafalılıktır!
Dün kadınların dirayetinden, milliliğinden, milli mücadeledeki rolünden bahsedip överken hiç mi kendinize ders çıkarmazsınız?
O analar her şeyini o zor şartlarda feda etmişken, evlattan maldan mülkten geçmişken bugün siz ülkemizin ikinci İstiklal Mücadelesinin yapıldığı dönemde nerelerdesiniz?
Bunu hiç soruyor musunuz kendinize? Eli öpülesi anaların elini öpmek içinde layık olmak gerekir değil mi, peki siz layık mısınız?
Gezi olayları, Kobani Eylemler, terör saldırıları, PKK ile mücadele, ekonomik spekülasyonlar, 17-25 Aralık operasyonu, MİT’e yönelik saldırılar, 15 Temmuz, Kuzey Irak Referandumu, ABD Sarraf Davası bu olaylarda kim nerdeydi bir düşünelim!
AK Parti, MHP, CHP, HDP hangi saftaydılar?
Bu olayların arkasındaki mihrakların emellerine hizmet edenler kimlerdi, karşısına geçip ülkesi için mücadele edenler kimler?
Bunca olay karşısında HDP’yi geçiyorum da CHP birinde bile milletinin durduğu safta yer aldı mı?
Birinde gösterişten o safta olsa bile hemen ardından saf değiştirmedi mi?
Bunlar bir tesadüf mü yoksa Kılıçdaroğlu’nun kime hizmet ettiğinin bir işareti mi?
Şimdi kalkmış havuz medyası diye itham ettiğin medyaya laf söylüyorsun!
Havuz medyası veya tüm medya evet, üzerine düşeni yapmıyor!
Peki ya sen ne kadar yapıyorsun, sen? Onun hesabını ver!
Partin sana hesap soramıyor, maşallah öyle bir diktatörlük kurmuşsun ki yenilgi üzerine yenilgi de alsan, millet sana sandıkta “seni istemiyorum” diye de haykırıyor lakin parti yönetiminde çıt yok!
Hala daha Kılıçdaroğluculuk yapılıyor, Halkçılık, Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, vatanperverlik değil! Yani CHP’nin üç oku kırılmış vaziyette…
Kılıçdaroğlunun bayağ, sığ, ahlak dışı siyasetinin peşine takılınıyor!
Halbuki CHP’de öyle kaliteli siyasetçi var ki Kılıçdaroğlu’nun arkasında harap oluyorlar.
Bu sessizlik ülkemize de zarar veriyor.
Kimse kusura bakmasın millete yönelik her girişimde sen karşı tarafta yer alıyorsan bir de üstüne üstlük söylemlerinle destek veriyorsan sen bu vatana ihanetin bir parçası olmuşsun demektir.
İhanet içinde olanın da yeri bellidir.
Bu milletin gönlünde de, o mecliste de senin yerin yoktur!
Bizde sabır tükenmiştir, biz mücadele verirken bir taraftan da sırtımızdan sürekli hançer yemekten artık bıçak kemiğe dayanmıştır.
Bu gidişle ya CHP kendi kendini yiyecek ya da millet resti çekecektir.
Ülkeye faydası olmayan siyasi partinin yeri Türkiye değildir.
Kimden icazet aldılarsa buyursunlar oraya gitsinler, biz ülkemizde böyle bir ihanet içinde olan kişilerin bulunduğu partiyi istemiyoruz vesselam..
Yolunuz açık olsun, yeter ki bizden ırak olun.
O çok savunduğunuz vatana ihanet etmiş gazetecilerle Almanya’da, Amerika’da mutlu mesut yaşarsınız, yeter ki bizim huzurumuzu kaçırmayın.