Küçük yaştan itibaren insanlar, zihinlerini bazı insanların anlatışları ile doldurup boş yere yıllarını tüketiyorlar. İsmail Emre Hz.leri diyor ki: Belki yirmi sene Kadir gecelerinde uyumadım da ağaçların secde ettiklerini görmek istedim. Neden sonra anladım ki ağaç ben imişim. Secde edecek olan da beden değil akılmış. Onun için kimseyi kınayamam.
İnsanların zihinleri hep dolu, boşaltamıyorlar ama ömür de geçip gidiyor.
Peki, nasıl yapalım? Nasıl hakikat yoluna girebiliriz?
Şair diyor ya:
Selveti Haydar olmadan
Nefsi Hayber açılmaz.
(Selvet=gönül rahatlığı)
Sonuçta Cenab-ı Ali as mı bulmak lâzım. Kapı Ali! El-lâh putunu (zannımızdaki ilah putunu) bir tek Ali kırabiliyor.
Ali (yani en yüksek bilinç seviyesi) Kimse kimsenin putunu kıramıyor. Bir rehber bulmak lazım. Yani bir el tutmak gerekiyor.
Ayeti celilede buyruluyor ki: “Ben atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un milletine (tevhid dinine) tâbi oldum. Allah’a herhangi bir şeyi (nefsim dâhil) ortak koşmamız bizim için olacak şey değildir! Bu hem bizim üzerimize ve hem de insanlar üzerine Allâh’ın farzındandır. Fakat insanların çoğunluğu (bu hakikati değerlendirip) şükretmezler. Yusuf 38”
Hz. İdris as a terzilerin piri denilir. Talip olanlara hâl elbisesi giydirir. İnsanlık âleminde güzel ahlakın, güzel hâlin oluşması ile ölümlü olan beşerin ölümsüz insana dönüşmesinin yolunu öğretir.
Hz İbrahim as mın baba ocağı Harran’dan çıkıp Mısır’a Hz İdris as öğreti ocağına gitmesi hakikatini arayan tâlibe sembolik olarak mevcut beşer anlayışından çıkıp hakikat yoluna girmesini anlatır. Bu özgürleşme, öz benliğin ortaya çıkması yoludur.
HAKİKATİNİ ARAYAN TÂLİB!
Sen de Hz İbrahim as gibi mevcut durumundan (anlayışlarından, alışkanlıklarından) yabancılaş, yani onlardan uzaklaş ki öz benliğin ortaya çıksın.
Sonra nasıl Hz İbrahim as eline Lâ (yokluk) baltasını alıp bütün putları kırdıysa sen de putlarını kır. Zihnindeki bilmediğin inançlardan kurtul. Öyle kurtul ki zihnin boşalsın da Kâbe gibi hiçlik evi olsun.
Derler ki Nemrut, Hz İbrahim’i ateşe attı, o ateş ona gülistan oldu. Ey tâlib mürşidi kâmil sohbeti de cehennemdir, o sohbetler de Hakk’tan gayrı şeyler yanar, yok olur. Sen de o sohbetlere gir de eniyetin (egon) yanıp yok olsun. Özvarlığın ortaya çıksın.
İşte o zaman senin mihmanın (misafirin) Hz Ali as olur. Aliyel Mürteza as Efendimiz sav min mikad mahalidir. Giriş kapısı…
İşte o zaman o kapıdan cenneti âlâ’ya girmiş olursun, hem de dirilip ölümsüzleşerek.
MUHABBETLER.