“Göz bakar, gönül görür” sözleri neyi ifade eder dersiniz ? Gözle bakmak, gönülle görmenin anlamını bulmak için çoğu kez düşünmüşüzdür her halde.
Gözlerin iç dünyamızın dışa açılan pencereleri olduğu gerçeğin bir payı vardır mutlaka.
İnsan bakar da baktığını göremeyebilir.çünkü bakmak ve görmek birbirinden ayrı şeylerdir. Bakmak, göz organının yüzeysel bir işidir. Görmek ise aklın, mantığın, kalbin, gönlün, ruhun, birlikte bakmasıyla karar vermesi ile olur. Bakmak her zaman yetmeyebilir, görmeyi de bilmek işin aslı.
Şöyle bir hikayeyi da hatırlatmakta fayda var:
Doğuştan görme engelli olan bir adam gece karanlığında ezbere bildiği bir yoldan ilerlerken yolunu aydınlatmak için elinde bir fenerle yürüyor. Karşıdan gelen ve kendisini tanıyan bir şahısla karşı karşıya geliyor. Bu şahıs kendisine,”Bre kör adam sen zaten görmüyorsun ki, o fener ne işine yarayacak” diyor. Görme engelli adamın cevabı ise şöyle oluyor: “Feneri kendim için değil, senin gibiler için taşıyorum ki ben onları görmesem de onlar beni görsün ki çarpılmamış olalım. Benim gözüm kör ama senin kalbin körmüş. Asıl kör olan ben değil de sensin”.
“Gönül gözü görmeyen,can gözü neylesin” sözün nekadar doğru olduğu bir gerçektir.
Her şeye olumsuz bakmak doğru değil, insanı çıkmaza sokar. Yarı dolu bardağa bakarken boş bölümünü değil, dolu tarafını görmektir önemli olan. Bardağın boş tarafını bakanlar her zaman eksiği arayanlardır, bu da mutsuzluk getirir, hiç bir faydası da olmaz. Yaşadığımız durumlarda bardağın dolu tarafını baktığımız zaman iyimser ve pozitif düşünen insanlar oluruz, bu da bize fayda getirir.
Konulara olumlu yaklaşmak,eksileri değil, artıları görmek, pozitif olmak doğru bir yaklaşımdır. Hayatta farklı durumlarla karşılaşıyoruz. Hep eksi yanlara bakarken, noksanlıkları bulmaya çalışırken, olumsuz etkileşim yerine, olumlu yanlara bakarak mutlu ve iyimser olmaya çalışılmalı. Hele gönül gözüyle baktığımızda ufkumuz açılır, dünyamız genişler,değerler gözümüz önünde önemini kaybetmez, her şey gerçek yönüyle görünür.
Gönül gözü açık olanların içi sevgi doludur, şefkatli ve merhametlidir, zihni, ruhu, yolu aydınlıktır. Kavgası, gürültüsü, çekişmesi yoktur. Kin, kıskançlık, küslük sevmediği hallerdir. Ana kuralları, bağışlamak, barışmak, yakınlaşmak, dost olmak, sevmek, saymaktır.
Gönül gözüyle bakmak,hayatın tadına varmak demektir. Aslında gönül gözü, insanlardaki arınmışlığın,saflığın,gerçekte sevmenin,hoşgörünün göstergesidir. Gönül gözüyle bakmayı bilen insan, baktığında ve okuduğunda asıl gayeyi görür ve anlar.
Görmekle bakmak arasında kurulan o ince bağ yaşamı algılamamızı sağlayan, bunun yanı sıra bizi gördüklerimizin ötesine geçirerek huzur bulmamıza, mutlu olmamıza ya da üzülmemize sebep olandır.
Mevlana’nın şu güzel ifadesine kulak verelim: “Güzel bakan güzel görür, güzel gören hayatından lezzet alır”.
Gündelik hayatta göz göze geldiğiniz insanları düşünün. Göz teması sözsüz bir iletişim vasıtasıdır. Bir kişiyi dinlerken gözlerine bakmak bir saygının ifadesidir. Göz bakışlarından sevinci ve üzüntüyü,korkuyu ve cesareti farketmek önemlidir. Bazen dil susar gözler konuşur. Çoğu kez insan, sözlerinin yetersiz olduğunu farkeder ve gözleriyle anlatmaya çalışır derdini,sevincini…
Göz hiç konuşur mu? Siz ne dersiniz? Siz hiç gözlerinizle birşey anlatmadınız mı? Gözlerinizle konuşmadınız mı? Sözleriniz yetersiz kaldığında bakışlarınızla derdinizi ifade etmediniz mi? Sevginizi,saygınızı,acınızı, sevincinizi gözlerinizle ifade etmediniz mi?
Kültürümüzdeki şu deyimleri bir hatırlayalım: “gözler ile konuşmak”,” Sen sus gözlerin konuşsun”, “Gözler yalan söylemez.”, “Gözler kalbin aynasıdır”.
“Göz” insan ruhunun sır kapısıdır. Çoğu kez karşınızdakinin konuşması pek inandırıcı olmadığında, “Gözlerimin içine bakarak konuş” demiyor muyuz?
Sevincin, neşenin, mutluluğun var olduğunu, hırsı, kini, öfekeyi, intikamı da gözlerden anlamıyor muyuz ?
Şu gerçeği de hiç unutmamalı insan. Her şeyi gören göz kendini göremez. Marifet kendini görmektir.
Etrafımıza gönül gözüyle bakmak, dış görünüşte takılıp kalmamak ki dıştaki çirkinlikler yürekleri sarmasın, mani olmasın içteki güzellikleri görmeye.
Gönül gözüyle etrafa bir bakın, dıştaki güzellikler içteki çirkinlikleri gizlemisin ki o çirkinlikler ağızdan dökülürken kırıp incitmesin.
Gönül gözüyle bakın, bakın ki kendi ruhunuzu,yüreğinizi koruyup huzur içinde sarıp sarmalayın her yeni doğan günü.
“Dünya gözü ile bakan,yüzü; gönül gözü ile bakan özü görür” diyen Mevlana, gönül insanlarının derdi özü görmek olduğunu vurgular, çünkü özde hakikat var.
Gönlün bir ayna olduğunu ifade eden Mevlana, gönülde var olan duygu ve düşüncenin sahibinin yüzüne yansıdığını söyler. Yani yüz, anlayan için gönlün aynasıdır, gönülde olanı dışarı yansıtır. “Gönül, bakanın kendini gördüğü bir aynadır”.
Bir beytinde de; “Gözlerimiz, bakışlarımız gönüle uymuştur. Gönül isterse göz zehire bakar. yılana bakar; gönül isterse ibret alacağı, ders alacağı şeye bakar.”
Gözünüzün daima güzel’i gördüğü, huzuru hissettirebildiği yolda hep birlikte olabilme dileğiyle…
GÖNÜL GÖZÜ DAİMA AÇIK OLANLARA NE MUTLU!
ALLAH razi olsun Eyüb abey. Çok çok güzel, okumayan kalmasın İNŞALLAH