Geçtiğimiz hafta Bosna-Hersek üzerinde dolaşan kara bulutlar ve farklı senaryolardan bahsetmiştik. Bu hafta ise genel olarak Balkanlarda gelişen olaylardan bahsedeceğiz.
Bosna-Hersek’te Hırvat ve Sırp unsurların bu kadar fazla seslerinin çıkmasının bir sebebi de önceki dönemlerde bölgeye söz sahibi olan Amerika ve Rusya’nın kendi dertlerine düşerek Balkanlardaki varlıklarını tamamen unutmuş olmasıdır. Özellikle son zamanlarda Amerika’nın ülkelere yaptığı yaptırım tehditleri de işin başka bir boyutu.
Trump’ın başkan seçilmesinden bu yana ekonomik olarak ciddi zarar gören Amerikan yönetimi şimdi de kuruluş gününden bu yana yalnız bırakmadığı Kosova’yı yaptırımlarla tehdit ediyor. Uygulanan ambargolarla alarm veren Amerikan ekonomisinin yanında siyasi başarısızlıklar da Trump yönetiminin ne kadar başarısız olduğunu göstermekte. Kosova Başbakanı Manus Haradinaj, Kosova’nın bazı vergilendirmelerde Amerikan yönetimiyle karşı karşıya kaldığı için şu anda Amerika vizesi alamamakta. Dnevni Avaz Gazetesi’nin haberine göre Haradinaj da Belgrad hükumetiyle yapılan anlaşmanın sonucunun uluslararası güvence altına alınmadan vergilerde indirim yapmayacağını söylüyor. Rusya ise şu anda Ukrayna’daki ve Suriye’deki siyaseti ile ilgilenirken Balkanları tamamen ihmal etmiş durumda. Dolayısıyla bu ülkelerin daha önce sırtını sıvazlayan büyükleri (?) şimdilerde kendi dertlerine düşmüş vaziyette.
Yugoslavya’nın dağılmasından sonra bir türlü rahat yüzü görmeyen ve her geçen zamanda tehlikenin daha da arttığı Balkan coğrafyası dolaylı yoldan bölge insanının hayatına tesir etmekte. İnsanlar refah ve huzur için ülkelerini terk ederek farklı ülkelerde hayat kuruyorlar. Oslobodjenje Gazetesinde yer alan habere göre Bosna-Hersek’ten 2018 yılında yaklaşık 14 bin kişi Slovenya’ya iş bulma umuduyla gitmiş. Artık ülke başkanları bir araya gelerek kalıcı bir uzlaşıya varmalı ki bölgedeki refah da artsın.
Yıllardır kullandığı isim yüzünden NATO ve AB kapıları üzerine kapanan Makedonya da isim değiştirdi. Daha önceki yazılarımızda ülkenin yeni adının Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olacağını söylemiştik. Bakın, bu hafta mecliste yapılan oylamada bu isim kabul edildi. Oylamaya hala daha varlığını sürdüren İç Makedon Devrimci Örgütü katılmadı. Burası büyük bir tehlike arz etmekte. Çünkü bu örgütün mensupları aşırı milliyetçi kişiler olup zamanında büyük ayaklanmalara kalkışan eski örgütün devamıdır. Bu örgütün hakkında da Makedonya adlı yazımızda bir şeyler söylemiştik. Bize düşen hayırlısı olsun demektir. Ancak ilerleyen süreçte Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin AB ve NATO üyelikleri konusunda bazı çekincelerim var. Çünkü Balkan ülkeleri ayrı da görünse birdir ve özellikle AB adaylıklarının hepsinin birden onaylanması gerekir.