Son günlerde hükümetin politikalarında ve iç siyasette zikzaklar görülmekte…
Almanya ile olan ilişkilerimizdeki dönüşümü Almanya’nın olumsuz tavrını sürdürmesine rağmen tavizkar duruşu geçen yazımızda kaleme aldık.
Suriye’de de aynı sorunlu yaklaşımdan dolayı farklı bir boyuta taşınmıştı ilişkiler…
Keza ABD ile de aynı şekilde bir yaklaşım söz konusu… Önceden övgüler diziler dost olan Trump bugünkü düşmanca yaklaşımı ortada…
Müslümanlara yönelik yaklaşımı ve keza FETÖ konusunda Türkiye’ye düşman gibi yaklaşan sınırımızdaki terör örgütlerini destekleyerek topraklarımıza göz diktiğini cümle alem görüyor.
Türkiye haliyle ABD’nin müttefiklik dışı yaklaşımına tepkisini veriyor. Tepkide milli ve yerli bir yaklaşım takdir edilesi.. Amma velakin bu boyuta gelmeden “dostum Trump, iyi Trump” gibi sözlerle çok da yaklaşmamakta fayda vardı.
Putin’in bu konudaki yaklaşımı aslında bir örnek… Herkese dost olarak yaklaşmayıp insanoğludur nefs taşır ne olacağı belli olmaz diye tedbirli yaklaşıyor. Tedbirini alarak herhangi bir ters hamlede karşılığını veriyor.
Peki ya biz ne yapıyoruz? Dost dediklerimizden önce hançerleniyoruz, büyük kayıplar ve bedeller ödüyoruz. Sonra canımız yanınca sen düşmansı diyoruz! Ama iş işten geçiyor! Kayıpları yaşayan millet oluyor.
FETÖ’de aynı şey yapıldığını unutmayalım. Alnı secdeye koyanlardan zarar gelmez denildi, onlar inancı olan insanlar açın kapıları denildi. Sonucu gördük. Batıdaki düşman devletlerin bile yapmadığını yaparak meclisimizi bombaladılar. Bedeli ödeyen millet oldu.
Yargıda da tutarsızlık söz konusu… FETÖ ile mücadele ediliyor diye tutuklamalar yapılıyor. Tutuklu insanlar yıllarca içerde tutuluyor. Sonra mor beyin diye bir şey çıkıyor. Anlaşılıyor ki bu insanlar masummuş! Peki geçen yılların hesabı nasıl verilecek! Ya insanların sarsılan itibarları… Ne olacak canım işte yargılama yapıldı, aklandı demekle olmuyor!
İçeriye birçok isim atılıyor. Gerek sözlerinden gerek başka şeylerden şüpheli görülüyor. Yine bu insanlar içerde yatıyor bir bakıyorsunuz Anayasa Mahkemesi kararıyla çıkarılıyor. Bu nasıl iş Allah aşkına?
Birileri bedel öderken hatayı baştan işleyenler bir özürle geçiyor. Hadi ona da tamam diyelim ama kalkıp bunu unutarak pişkince mesnetsiz konuşmalar yapmayın bari.. Ayıp oluyor ayıp!
Daha da geçmişe gidersek… Ergenekon, Balyoz davalarını sulandırarak FETÖ’cülerin tutukladığı bir çok masum insan var. Asker var. FETÖcülerin operasyonlarıyla evlatlarını kaybeden aileler var. İşlerinden ihraç edilen kovulan savcılar ve hakimler var. Bunlar FETÖ ile mücadele başlayana kadar kimi içeride kaldı kimi iş bulmadı kimi işsizlikten ve itibarının sarsılmasına dayanamayarak intihar etti. Sonra ne denildi? İşte hepsini bu FETÖ yaptı. Herkes serbest!
FETÖ yaptı da yaparken sen nerdeydin? Neden temkinli yaklaşıp tedbirini almadın? Bugün hala daha yargıda FETÖ oyunları meydana çıkıyor. Yine o oyunlardan mağdur olanlar hala daha çıkıyor. Böyle mi mücadele edilecek? Yatın içerde birkaç yıl, sonra aklanırsanız salınırsınız, ne olacak canım pişkinliği ile yargılama da olmaz, mücadele de!
Kimse kusura bakmasın… Yiğide hakkını verdiğimiz gibi yanlışı olduğunu da söylemesini biliriz. İşte gerçek dost bunu yapar. Biz her yaptığı doğru diye alkış tutanlardan değiliz. Olmayacağız da! Olursan zaten orada sıkıntılar başlar.
Gördüğümüz yanlışları söyleyeceğiz ki o yanlışlar yapılmasın, mağdurun hakkını savunacağız ki başka mağdurlar çıkmasın.
Devlet yönetmek zor iştir. Hele ki Türkiye gibi bir devleti yönetiyorsanız işiniz 2 kat zordur. Hatalar yapılır ancak bu hatalar tekrarlanmamalıdır. Hatalar söylenince de söyleyenlerin üzerinde saldırılmamalıdır. Söyleyenler de vatanını ve milletini düşünenlerdir. O yüzden istişare ve özeleştiri frekansınız açıksa bunlar kimsenin zoruna gitmesin!
Artık dış politikada da, iç siyasette de temkinli ve tedbirli olmakta fayda vardır. Dış politikada hamleler yapıp hamlelerde geç kalınmamalıdır. ABD’ye güvenip DAEŞ ile mücadele edecekler dedik, YPG’yi güçlendirmelerini izledik. YPG bize karşı o silahları kullanırsa gereğini yaparız dedik. YPG bize kafa tutmaya başladı, palazlanmaya başladı, sabrımızı denemeyin demekle kaldık. Kırmızıçizgilerimizi çiğnediler sustuk. Olmaz işte böyle! Tedbirimiz belli olacak. Yanıt vermekte geç kalamayacağız. En küçük bir sızmada en sert şekilde başlarına çökeceğiz. Rusya’nın Ukrayna’da yaptığı gibi…
O yüzden herkesten dost olmaz! Bunu artık anlasak iyi olacak… Almanya, Hollanda, ABD, İsviçre, Avusturya’dan dost olmaz. Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi kuklalardan da olmaz. Nasıl ki Esad’dan olmadığı gibi.. FETÖ’den dost olmadığı gibi FETÖ benzeri yapılanmaya girişmiş topluluklardan da olmaz. Devlet erkanı herkese eşit ve mesafeli yaklaşmalıdır. Bir cemaate yakın diğerine uzak değil!
İyi ilişkilerinde bir çerçevesi olmalıdır. Dost diyeceklerimiz arkamızdan vurmamalıdır. Müttefik dediklerimiz ülkemizin üzerinde oyunlar oynamamalı, planlar kurmamalıdır. Buna karşı vereceğimiz tepki de istikrarlı ve tutarlı olmalıdır ki sonuç alabilelim. Bir öyle bir böyle zikzak çizersek ne itibarımız kalır ne de sözümüzün hükmü!
Bundan dolayı dikkatli, temkinli, tedbirli bir politika ve siyaset izlemek şarttır ki sonradan kandırılmışız demeyelim!!!