Günden güne değişen hayatın, bütün boyutlarıyla zenginleştirilmesi için, her toplumun denizi arayan ırmaklar gibi, doğruluğu araması gerekir. John Keats’ın çok yalın bir olarak vurguladığı gibi, “Güzellik doğruluktur, doğruluk da güzellik.” Dünyada herkes, güzelliği tanıma ve doğruluğu yakalama gücüne sahiptir. Barajların enerji üretme potansiyellerini yapılarında taşıdıkları gibi, insanlar da çığır açma ve öncü olma yetilerini yüreklerinde taşırlar. Güzelliği arayan doğruluk,doğruluğu arayan güzellik bulur.
Dünyada iyiliklerin özendirilmesi, kötülüklerin önlenmesi, insanların güzellik peşinde koşmasını ve doğru düşünmesini öğrenmesine bağlıdır. Her insanın kendisinden etkilendiği, bilgeliğin simgesi, güzelliği aramanın yorulma bilmez yolcusu, düşünce ve eylem öncüleri vardır. Onların yolu, doğruluğun, güzelliğin ve iyiliğin yoludur. Dünyanın neresinde olursa olsun, çığır açan bilgeler, denizlerdeki gemiler kayalıkları gösteren deniz fenerlerine benzerler. Onların parlaklığını yitirmeyen ışıklarından, dünyanın bütün gemileri yararlanırlar.
Çirkinliğin güzelliğe, yanlışlığın doğruluğa ve kötülüğün iyiliğe üstün gelmeye başladığı dönemlerde, bilgi ve bilgelik sevgisinin doruklarına ulaşanların, tuttuğu ışığa yönelmek ve onlara bağlanmak büyük önem taşır. İnsanlar iç dünyalarında uyuyan aslanların farkına, onları dinleyerek ve onları izleyerek varırlar. Onların yardımı ve desteği olmadan, hayatı hem kolaylaştıracak hem de güzelleştirecek, iç ve dış dünyanın kapılarını kendiliğinden aralanmaz. Güzelliğin yolunda olanlar, güzelliği arayanların kılavuzu olurlar.
Her insanın yapısında, güzellik tutkusu ve doğruluk arayışı doğuştan vardır. İnsanın iç dünyasından dış dünyasına doğru uzanan öğrenmesini öğrenme süreciyle, gönlünün derinliklerinde uyuyan aslanlar bir bir uyandırılır. Bunun için de büyük bilgi ve bilgelik sahiplerinin yol ve yöntemlerinin inceliklerinin kavranılması ve bütün zenginlikleriyle gündeme taşınması gerekir. İnsanlar içlerinde taşıdıkları paha biçilmez zenginliklerin bilincine, gönül dünyasında çığır açan eserler ve ilham veren çarpıcı hayat öyküleriyle varır.
Anadolu insanı, yanlışlığın üstesinden doğrulukla, kötülüğün üstesinden iyilikle, çirkinliğin üstesinden güzellikle ve ümitsizliğin üstesinden de ümitle gelmesini bilmiştir. İnsanın doğru düşünme ve doğruluğu bulma yolunda, kendisiyle savaşmasından daha büyük bir savaş yoktur. İnsan için en büyük başarı da, kendi sınırlarını aşarak, büyük gönül dünyasının büyüklerinin düşünce ve eylemleriyle, kendi yol haritasını kendisinin bulmasıdır.Tarihin her döneminde geleceğin büyükleri, geçmişin büyüklerinin omuzlarında yükselmiştir.
İç dünyanın zenginliklerini göz ardı eden insanlar, dış dünyada dostluklardan daha çok düşmanlıkları büyüterek,bütün dünyayı krizden krize sürüklemektedirler. İç dünyaları bir Cehennem olanların dış dünyalarının bir Cennet olması mümkün değildir. Dış dünya bütün insanların, iç dünyalarının kültürel ve ekonomik alandaki yansımasıdır. İnsanlar tek tek iç dünyalarındaki güzellikleri yakalayabilirlerse, dış dünyanın bütün çirkinlikleri bir bir yok olup gidecektir.
İnsanlar ellerinde olmayan dış dünyadan daha çok, ellerinde olan iç dünyaya odaklanmalıdır. İçlerindeki kaynakların değerini bilmeyenler, dışlarındaki kaynakları değerlendirmede başarılı olamazlar.
*
Dışarıda görülen dünya içerideki dünyanın aynasıdır.İç dünyayla dış dünya arasında çatışma olursa, iki dünya birden yitirilir.
İç dünyalarıyla dış dünyalarını denetim altına almayanlar,dış dünyalarının tutsağı olmaktan kurtulamazlar.