İnsan hayatında, fedakarlıkların önemli olduğu bir gerçektir. Yaşamın devam etmesi fedakarlıksız düşünülemez bile. Herkesin belli bir zamanda, belli durumlarda veya hayatı boyunca fedakarlıklarla geçmek mecburiyetindedir.
Peki, fedakarlık nedir?
Misalli Büyük Türkçe Sözlük’te, fedakarlık: “Sıkıntıya katlanma pahasına bir şeyin veya bir kimsenin menfaatı için göze alınan hareket, fedakarca davranış.” olarak ifade edilmiştir.
Yani fedakar insan, sahip olduğu, sevdiği, değer verdiği her şeyi gerektiği durumlarda hiç düşünmeden seve seve feda edendir. Belli bir amaç uğrunda sıkıntı ve güçlükleri göğüslemekle fedakarlığa katlanmaktır.
Türk Dil Kurumu’nun Büyük Türkçe Sözlüğü’nde de özveri olarak ifade edilen fedakarlık “Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarından vazgeçme.” anlamı kullanılmıştır.
Fedakarlık örnekleri hayatta ailede başladığını ve oradan öğrenildiği bir gerçektir. Ebeveyinlerin evlatlarına karşı gösterdikleri fedakarlık örnekleri herkes tarafından yaşanmakta ve bilinmektedir.
Anne fedakarlığı ise bir başka!
Fedakarlığın bir fazilet olduğunu, belki de insan buradan öğrenebilir ve yaşatabilir. Annenin ise, yani gerçek manadaki “Anne”nin fedakarlığı özeldir. Karşılıksız yapılan, beklentisiz bir fedakarlıktır annenin fedakarlığı. Sınırsız bir fedakarlıktır aslında. Sizce bu fedakarlık mıdır, yoksa zaten yapması gereken bir davranış mıdır?
Bazı annelerin bu konuda bir şikayeti de olur, hatta isyan eder: “Saçımı süpürge ettim bir işe yaramadı, nankör evlat.” dediklerini herhalde duymuşuzdur. Yani fedakarlığın karşısında bir vefa beklentisi vardır herhalde.
Ya bazı “anneler”… Annelikten nasip almayanlar… Ah!
İnsanlarda, genel anlamda baktığımızda fedakarlık noktasında herkes her fedakarlığı yapamaz, bir çeşit fedakarlıkta bulunabilir. İnsan kendi durumuna göre, sahip olduğu değer ve imkanlara veya bulunduğu şartlara göre bir çeşit fedakarlık yapabilir.
Belki de hayat fedakarlıkla başlar diyebiliriz!
Birlikte bir hayat kurmak için adım atmaya karar veren birbirini seven kişiler, sevdikleri uğruna bazı güçlükleri, bazı fedakarlıkları göze almalıdırlar. Ama bu fedakarlık birlikte olursa yani karşılıklı olursa denge sağlanabilir, çünkü birlikte mutlu olmanın temeli fedakarlıktır.
Hz. Mevlana bu konuda şöyle buyuruyor: “Uğruna fedakarlık yapmadığın sevgiyi, yüreğinde taşıyıp da kendine yük etme.”.
Diğer bir sözünde de çok önemli bir uyarıda bulunarak: “Sevgide fedakarlık yolunu bulamayanları asla gönül kapınızdan içeri sokmayın.” diyor.
Eh be yetti artık! Hep ben mi fedakarlık edeceğim, fedakarlık hep benden bekleniyor, demek durumunda kalıyor bazen insanoğlu.
Fedakarlık her zaman bir şeyi kanıtlamak mıdır?
Aslında sözde fedakarlık değil, uygulamaktadır. Fedakarlık fırsatlarını değerlendirmek gerekir. Mutluluk ancak fedakarlıkla kazanılır. Bazen bir şeyi elde etmek için, başka bir şeyin feda edilmesi gerektiğini insan bilmelidir. Fedakarlık ruhu geliştirildiğinde insan huzura kavuşur, olumsuzluklardan uzaklaşır.
Çoğu kez insan fedakarlığı çok basit bir iş olarak görüyor. Bazı maddi varlık ve imkanları terk etmeyi fedakarlık sayıyor. Aslında fedakarlık, aşırı isteklerden, bencil düşüncelerden, kıskançlık, öfke, hırs, kibir gibi kötü huylardan vazgeçmektir. Belki de gerçek fedakarlık insani değerlerin günlük hayatta devamlı uygulanmasıdır, yani yaşamın hakikat, doğru davranış, iç huzur ve sevgiyle devamı olan bir yolculuktur.
İnsan ilk önce kendi kendisine fedakarlıkta bulunmalıdır!
İnsani ilişkilerde yapılan fedakarlıklar nasıl olmalıdır?
Yaptığınız fedakarlıklar başkaları tarafından takdir edilir mi?
Çoğu kez insan, fedakarlığından beklediği karşılığı alamayınca feryat edercesine, şikayetini dile getiriyor. Bu kadar fedakarlığıma rağmen bu muydu alacağım karşılık?
Peki ya değerleri için canlarını feda edenler?
Fedakarlık kavramı insanlar tarafından farklı farklı anlaşıldığı ve yapıldığı için bazı durumlarda memnuniyetsizlikler de ortaya çıkmaktadır.
Çok doğaldır ki hayatta farklı zamanlarda, farklı durum ve ortamlarda, farklı ihtiyaç ve imkanlar seçimimizde belli fedakarlıkların yapılması kaçınılmazdır. Karşımıza çıkan seçenekleri değerlendirirken daha iyi bir konuma varmak için de bir fedakarlık yapma ihtiyacı olabilir. Bir şeyi başarmak için mutlaka bir fedakarlık yapılmalıdır.
İnsan genelde hep başkasından bir fedakarlık bekler. Neden kendisinin yapması gereken fedakarlığı düşünmez ve o adımı atmaz ki. Fedakarlığın yalnız bir insanın verebileceği bir şey olmadığı, aslında nelerden vazgeçebileceğinin önemli olduğunu dile getiren Alman filozof Georg Wilhelm Friedrich Hegel şöyle der: “Bir insanın sana verebileceği değil, senin için nelerden vazgeçeceği önemlidir ” diyor.
İnsanlık tarihi fedakar insanların örnekleriyle doludur. Onlar, yüzyıllar geçse bile faziletli insanlar olarak anılır çünkü davalarında, mücadelerinde feragat örnekleridir.
İlahi mesaja gönül vererek, inanarak, fedakarlık ruhunu harekete geçirerek: “Kendilerinin ihtiyaçları olsa bile (onları) kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir.” ve “Onlar bollukta ve darlıkta sarf ederler, öfkelerini yenerler, insanlarını kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.” sırrına vakıf olanlar medhedilmiş ve takdir edilmiştir.
Zor ve sıkıntılı zamanlarda fedakarlığı göze almak, fedakarlık gerektiren durumlarda yerine getirmek faziletli bir iştir.
Hayat fedakarlık hikayeleriyle doludur. Çoğu insanlardan çeşitli dönemlerde, sıkıntılı ortam ve durumlarda nasıl fedakarlıklar yapıldığını duymuşuzdur. Kimisi malından, kimisi de canından fedakar ederek mücadele ve azimlerinden taviz vermeyen insanlar her zaman varmış ve var olacaktır. Bu vesileyle Amerikalı insanbilimci Margaret Mead’ın söylediği söz de nekadar doğru olduğunu kanıtlar durumdadır: “Düşünceli ve fedakar bir avuç insanın, tüm dünyayı değiştireceğinden hiç bir zaman şüphe etme.”.
Fedakarlık yapmayanın sevgisine inanılır mı?
Bencil insanlar, yalnız kendini düşünenler en az bir fedakarlıktan bile çekinirler. Kendi mutluluğunu ön planda tutanlar başkasının mutlu olmasını çok gördüklerinden dolayı fedakarlıktan kaçınırlar.
Mevlana: “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez.”
Fedakar görünümlü bencillere ne demek?
Ya her zaman fedakarlıklarını dile getirenler… Başa kakanlar… Yaptığıyla övünenler…
Ben olmasaydım… Ben vermeseydim… Ben yapmasaydım… Ben fedakarlık göstermeseydim…
Fedakarlık karşılıklı olana denir. Biri feda ederken diğeri kar ediyorsa ona ticaret denir. Gerçek fedakarlıkta gösteriş yoktur.
Bazı fedakarlıkları suistimal edenler yok mu?
Şu sözü duymayan yoktur herhalde. Ne kadar fedakar olursanız olun adı gün gelir “yapmasaydın” olur.
Şurada küçük bir hatırlatmaya da yer verelim. Aşırı fedakarlık farkında olmadan başkalarının sorumluklarını yerine getirmesine de mani olabilir.
Fedakar olmak insanlığın simgesidir, yaşamın güzel yanıdır.
FEDAKARLIK
Yorum Yazınız