Anadolu insanının düşünce tarihinde, yenilenme ve yabancılaşma akımlarının öncüleri edebiyatçılar olmuştur. Edebiyat ile medeniyet arasında kendine özgü, bir iletişim ve etkileşim vardır. Medeniyet edebiyatı, edebiyat medeniyeti zenginleştirir. Türkiye’nin geleceğini kendi medeniyetlerinde arayan edebiyatçılar, Anadolu insanının, düşünce ve eylem dünyasına yeni boyutlar kazandırmışlardır.
Büyük Doğu, Diriliş, Edebiyat ve Mavera dergileri çevresinde toplanan edebiyatçılar, Batı medeniyetinin değerlerine karşı İslam medeniyetinin değerlerini savunmuşlardır. Söz konusu dergilerin öncüleri olan, Necip Fazıl, Sezai Karakoç, Nuri Pakdil, Rasim Özdenören ve onları izleyen sanatçılar, medeniyetsiz edebiyat, edebiyatsız medeniyet olmayacağına inanmışlar ve edebiyatı medeniyet için bilmişlerdir.
Edebiyat sevdalısı Mehmet Nezir Eryarsoy, edebiyatı medeniyet için bilenlerden, Rasim Özdenören’in, hayatını, sanatını ve eserlerini, “Gül Yetiştiren Adam” isimli çalışmasında ele alarak, Türkiye’nin, dönüştürücü edebiyatçılarının düşünce ve eylem dünyalarını, büyük ölçüde aydınlatıyor. Rasim Özdenören, hayatını sanatıyla, sanatını hayatıyla bütünleştirmiştir. Denemeleriyle, hikayeleriyle, Anadolu insanına yol gösteren bir kutup yıldızı olmuştur.
Türk dünyasının büyük edebiyatçısı Cengiz Aytmatov’un dediği gibi, her yazar “kendi toplumunu” anlatır, kalıcı olanlar, “ulusal olanın ötesine geçerek”, evrensel değerleri yakalayanlardır. Özdenören de, edebiyatçının, kendi toplumunun, kendi çağının “türküsünü söylediğini”, bunu yaparken, çağındaki gelişmelerden sorumlu olduğu gerçeğini, unutmaması gerektiğini vurgular. O kutup yıldızları için, yolun hiçbir zaman kalabalıkların yolu olmadığının bilincindedir.
Çığır açan edebiyatcılar, yazmanın olduğu kadar okumanın da ustasıdırlar. Onlar bir sayfa yazmak için, kırk sayfa okumak gerektiğini çok iyi bilirler. Bazan bir cümle kırk cümle yazdırır. Bu yüzden, usta yazarlar, bir kuyumcu titizliğiyle, bir kelime, bir cümle, bir sayfa ve bir kitap ararlar. Özdenören hem “oku”, hem de “yaz” emri var diyenlerdendir. Ben kendi payıma, pek çok kitabı, Pakdil ve Özdenören’in tavsiyeleriyle okudum.
Özdenören, her usta yazar gibi, yazdıklarıyla yetinmez. O her zaman, esas yazmak istediklerini yazamadığını düşünür. Bunun için, yazmaya hiç ara vermedi. Ömrünü okumaya ve yazmaya adadı. Bildiklerini ve düşündüklerini, paylaşmak için, sürekli yazmaktadır. Eryarsoy, Özdenören ile birlikte çevresini de anlatarak, onun denemeleri, hikayeleri ve düşünceleriyle, Türk edebiyatında, kendisine geniş ve sağlam bir yer açtığını kanıtlıyor.
Edebiyatla silahlanan bir medeniyet, hiçbir savaşta üstünlüğünü yitirmez.
Köklü medeniyeti olan toplumların, edebiyatları zengin olur.
Edebiyatı zengin olanların, medeniyetleri güçlü olur.