İngiltere’de 18. yüzyılın sonlarında başlayan, son iki yüzyılda bütün dünyaya yayılan sanayileşme, yönetimde köklü paradigma değişmelerine yol açtı. İbn Haldun ve Adam Smith’ten bu yana yapılan çalışmalarla, orduları örnek alan, katı kurallara dayalı, denetim ağırlıklı ve çok kademeli yönetim paradigması, bütün kurum ve kuruluşlarca benimsendi. Hangi alanda faaliyet gösterirse göstersin, her işletme ordu gibi yapılanıyor ve ordu gibi yönetiliyor.
Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin hız ve yoğunluk kazandığı 21. yüzyılda, kurum ve kuruluşların yönetiminde köklü paradigma değişmeleri yaşanmaktadır. Bütün dünyada işletmeler, odak noktasında orduların yer aldığı yönetim paradigmasından, odak noktasına orkestraların yerleştirildiği yönetim paradigmasına geçmeye çalışıyorlar. Paradigmalarını değiştirmeyenler de, rekabet güçlerini yitiriyorlar.
Dünyanın her ülkesinde, kurum ve kuruluşları, merkez binaları, üretim tesisleri ve finansal kaynaklarından daha çok yönetim paradigmaları sınırlar. Sanayi toplumlarının simgesi haline gelen “General Motors”un içine düştüğü ekonomik kriz, yönetim paradigmalarındaki değişim hızına uyum sağlayamamasından kaynaklanmaktadır. Artık hiçbir kuruluş, sanayi toplumunun yönetim paradigmasıyla, bilgi toplumunda rekabet üstünlüğü kazanamaz.
21. yüzyılın kuruluşları, 20. yüzyılın işletmelerinden çok farklı olacaktır. İletişim teknolojisindeki gelişmeler, üretim, pazarlama, finansman, insan kaynakları ve arge çalışmaları gibi temel işletme fonksiyonlarında köklü değişmelere yol açtı. Bilgisayar ağları, ülkeler arasındaki zaman ve mesafe farkını ortadan kaldırdı. İşletme içi ve dışı, iş ve bilgi akışında, ağırlık bilgisayar ortamına kaydı.
Bilgi toplumunda, sanayi toplumunun fiziksel ortamdaki iş toplantılarından daha çok sanal ortamdaki haberleşmeler önem kazandı.
Bilgisayar ortamında, esnek olmayan kurallara dayanan, çok kademeli örgütlenmelere yer yok.
Bilgi toplumunun yönetim sorunları, sanayi toplumunda geliştirilen yöntemlerle çözülemez.
Bilgi toplumu, kendi yönetim paradigmasını geliştirmek zorundadır.
Her toplumda geçerli tek bir yönetim paradigması oluşturulamaz.
Her kuruluş, sınırlarını aşarak, kendi yönetim paradigmasını kendisi oluşturmalıdır.