Bu anlatış bir sırdır. Hakikatte ise sır sır denilen şey bilimdir. Başka bir şey değil, yoksa hayaldir, boştur gerçek olamaz.
Deniliyor ki dünyamız öküzün boynuzları üzerinde duruyor. Ve öküzde sudaki balığın üzerinde durur.
Peki, bu bilimsel bir ifade midir?
Bu Hz. İdris (as)’in öğretisidir Bu dünyamız öküzün boynuzları üzerinde duruyor ifadesi bilimsel çalışmalar neticesinde elde edilen sembolik bir anlatımdır.
M.Ö.300-250 yıllarında önemli iki bilim merkezi Anadolu’da Bergama ve Mısır da İskenderiye idi. İskenderiye Kütüphanesinde 500.000 adet papirüs üzerine yazma eser mevcutmuş. Maalesef sonraki yıllarda fanatikler bu bilim yuvasını yıktı, yaktı.
İnsanlar o yıllarda bilimsel çalışmalarla deneyler araştırmalar yaparak hayatın sırlarını çözmeğe çalışıyorlar. Araştırmalar ise daha çok insan bedeni üzerinde yoğun şekilde. Diride veya kadavrada. Bunlar daha çok anatomik araştırmalar. Kadavra üzerinde yapılan otopsilerde araştırdıkları: İnsan hayatını devam ettiren neresidir araştırılıyor.
Çünkü bir mucize var, kadının karnı şişiyor, sonra içinden insan çıkıyor. Bu yaratım nasıl oluyor?
Yıllarca kadavralar kesilip inceleniyor.
Kalpte, midede, ciğerlerde bir iz yok, ancak kadının rahmi incelendiğinde bakıyorlar rahim, döl yolu iki taraflı boynuz gibi yumurtalıklar var. Tamam diyorlar yaratım bu bölgede oluyor. Orayı da öküzün boynuzlarına benzetiyorlar. Bu bölgeyi tamamlayan da sudaki balık yani erkekten gelen meni içindeki spermler.
Ezotorik anlatım yaradılışı bu şekilde sembolize edip anlatmış.
MUHABBETLE…
Ömrünüze bereket sağlık ve sıhhatler dilerim SAYGILARIMLA.