İnsanoğlu doğuşuyla birlikte er geç ölüme mahküm olacağı gibi, bu konuda dünyada makamı, şöhreti, durumu ne ise farketmeden aynı kaderi yaşayacak. Ölüm her canlının tadacağı bir hal iken, her geçen gün aldığımız ölüm haberleri yüreğimizi her defasında acıtıyor, yakıyor. Hayatın vazgeçilmezi ölüm yakınlarımızı, sevdiklerimizi, dünyamızı güzelliklerle bezetenleri aldığında daha da acı geliyor ve kabullenmesini zorlaştırıyor.
Son dönemde günümüz vebası olarak niteleyebileceğimiz kanser hastalığı gün geçtikçe ağır faturalar kesmeye devam ediyor. Çokça insanımız bu hastalığa yakalanıp ahirete göçüyor. Bu günlerde bu hastalığa yakalanıp tedavi gören bir yakınımızın ölüm haberi geldi. Yaşama, hayata dair çokça planları, başlattığı işleri vardı. İnsanlığa faydalı olmayı da önemseyen biri olarak, yaşadığı mevkiide altyapı sorunlarının çözümü konusunda etkin biri olarak, yolların onarım ve inşaatlarında katkısı geçmişti. Tedavi gördüğü hastanede sağlığına kavuşması için büyük meblağ harcamıştı, ömrüne daha birçok yıl katacağına emindi. Bundandır topluma faydalı olabileceği birçok çalışmanın planını yapmıştı, oysa kader Ona başka bir çizgi, başka bir yol hazırlamıştı.
Kaç kişi bu dünyadan hayallerini geride bırakıp göçmüş, yapmak istediklerini gerçekleştirmeden dünyadan ayrılmıştı. Yazıyı yazdığımda haberlerde iki genç dağcının ölüm haberini duydum. İki yaşam dolu insan, doğa tutkunu, yeni bir zirveye ulaşma yoluna çıkmış, gençliğin zindeliği ve heyecanıyla karlı dağ patikalarında yürümeye koyulmuş. Hertarafı bembeyaz dağ yolunda, tertemiz yüreklerine serpen yaşam kıvılcımlarının son demlerini yaşadıklarının farkına varmadan, uçuruma düşüp, ölüme sarılacaklardı. İki genç dağ tutkunu, bu sevdalarının kurbanı oldu, gönüllerinde canlı hissetikleri bu aşkın pençesine yakalanıp, ebedi bir beraberliğe kavuştular. Ölüm Onlara erken geldi, zirveye ulaşmadan, bir yeni başarının zevkini yaşamadan, ailelerine yaşamın güzellikleriyle dolu haberlerini yaşatmadan , elveda etmeden gittiler.
Ölüm hayat kolkola, içice beraber varlığını koruyan ikili, insanoğlu doğuşuyla hayat denen yolda yürüyen bir varlık. Ölümle noktalanan bu yürüyüşte insanlığa faydalı olacak şekilde yaşama erdemini öğrenmek gerekli ve önemli. Dünyanın geçici olduğunu hatırlatan ölüm, bizlere ibret olmakla, daha bilinçli ve vicdanlı birey olarak yetişmemizi sağlamalıdır. Ölüm haktır derler, bu hakikatın bilincine vararak, bizlere bahşedilen sürede insanların yüzlerine tebessüm konduracak, gönüllerini ısıtacak, ruhlarına nurlar serptirecek amelerde bulunmak kalıyor. Güzel, eğitimli sesiyle yaşam denen sahnede hayatımızı şenlendiren Candan Erçetin’in Yalan adlı şarkısındadediği gibi Dünyada Ölümden Başkası Yalan…
Zeynep Hanim, kutlarım cok anlamlı ve insana en yakın konuyu ele almişsiniz. İnsanlar dünyanın geçici olduğunu unuttuklari için bu dertler ortada. Her doğanın bu dünyaya dönüş biletiyle geldiğini ne kadar hatirlatabilir ve bilinçendirebilirsek dünyamız daha mutlu olacaktır.