Tarihin ilk yüzyıllarından beri, barış dönemleri, savaş dönemlerinden daha kısa olmuştur. Her ülke, barış isteyen ülkenin, savaşa hazır olması gerektiğine inanmıştır. Barış savaşa verilen hazırlık arası olarak görülmüştür. Bunun için, dünyada barışların sonu geliyor, savaşların sonu gelmiyor. Büyük Osmanlı Devleti’ni parçalayan, üzerinden tam bir yüzyıl geçen, Birinci Dünya Savaşı, Avrupa’da beklenmeyen bir savaş değildir. Ancak yol açtığı yıkımlar, yok ettiği kaynaklar ve aldığı hayatlar çok büyük olmuştur.
*
Sürekli geliştirilen savaş gemileri, tanklar, uzun menzilli toplar, makinalı tüfekler, yüzyıl önceki savaşta, geçmiş yüzyıllarda benzeri görülmeyen, büyük kan ve gözyaşı gölleri oluşturmuştur. Sultan Abdülhamid’in eşsiz bir diplomatik ustalıkla koruduğu, Avrupa ülkeleri arasındaki dengeler yitirilmiştir. Hicaz Demiryolu gibi, altyapı ve köklü eğitim yatırımları aksamıştır. Sultan’ın kırk yıllık barış ülkesi, savaş ülkesine dönüşmüştür. Büyük Osmanlı coğrafyası kırk parçaya ayrılmıştır.
*
Abdülhamid’i devlet yönetiminden uzaklaştıran İttihatçıların elinde, ülkenin mali yapısı çöktmüştür. İttihatçılar Balkanlar, Kafkaslar ve Orta Doğu’da başarısızlığa uğramışlardır. Ülkede haksızlıklar, yolsuzluklar her yere yayılmıştır. Devletin güçsüz düştüğü bir dönemde, İttihatçıların oldubittisiyle, Osmanlı Devleti, Almanya’nın yanında savaşa sürüklenmiştir. İngiltere ve Fransa Çanakkale’de, Almanya’yı durdurmuş, Osmanlı Devleti’ni parçalanmış, Rus Çarlığı yıklmış,İngiliz,Fransız yayılmacılığı dönemi kapanmıştır.Yirmi birinci yüzyılda bütün dünya el ele vererek,savaş yüzyılarını barış yüzyıllarına dönüştürmelidir.
*
“Abdülhamit Barışı”nı kavramadan, “Çanakkale Savaşı”nı kavramak mümkün değildir. Abdülhamid’i Anadolu insanının gündemine taşıyan Necip Fazıl’ın vurguladığı gibi: “Abdülhamid’i anlamak herşeyi anlamak olacaktır.” Çanakkale Savaşı, Malazgirt Savaşı gibi, Türklerin Anadolu’daki tarihlerinin milatlarından biridir. Malazgirt’te Türkler İstanbul’a gelmek için, Çanakkale’de ise, İstanbul’u korumak ve İstanbul’da kalmak için savaşmışlardır.İstanbul’un tarihi Roma’nın tarihidir,Avrupa’nın tarihidir,Osmanlının tarihidir,Türklerin tarihidir.
*
Anadolu insanının tarihi, “Çanakkale Öncesi” ve “Çanakkale Sonrası” olmak üzere ikiye ayrılır. Çanakkale’den önceki yıllar, Abdülhamid’in barış yılları, sonraki yıllar ise İttihatçıların savaş yıllarıdır. Sultan’ın barış yıllarında devletin bütünlüğü korunmuş, hayatın her alanında köklü dönüşümlerin temelleri atılmış, uzun dönemli yenilenme süreci başlatılmıştır. Abdülhamid’i yönetimden uzaklaştıran İttihatçıların savaş yıllarında ise, koskoca Osmanlı çoğrafyası, kırk devlete bölünmüştür. Çanakkale ve Abdlhamit merkeze alınarak, Avrupa tarihi yeniden yazılmalıdır,yeniden yorumlanmalıdır.
*
Tarihin her döneminde savaşlar yıkıcı, barışlar yapıcı olmuşlardır. Bunun için, Barış Sultanı Abdülhamit: “Savaş yalnız sınırlarda olmaz. Savaş bir milletin topyekün ateşe girmesidir. Eğer bu bütünlük sağlanmamışsa, zafer tesadüfi, yenilgi kaderdir” demektedir.
*
Savaş ülkeyi yangın yerine çevirirken, barış gül bahçesine çevirir. Çanakkale dünyanın barış merkezi olmalıdır.
*
Savaşı başlatmak değil, barışı yaşatmak önemlidir.
*
Savaş devletten barış milletten güç alır.
*
Barışın sesi bütün milletin sesidir.
*
Savaşın yükünü herkes taşır.
*
Tarihin anası barıştır.
DÜNYA ÇANAKKALE SAVAŞINI ABDÜLHAMİT BARIŞINA DÖNÜŞTÜRMELİ
Yorum Yazınız