Almanya’nın Türkiye’ye karşı dostane olmayan tutumu ve çeşitli gerekçelerle Türkiye’nin iç sorunlarına doğrudan müdahil olması dostluk ilişkilerini zedeledi. Türkiye’nin buna karşı verdiği sert tepkiler ise referandum öncesi ve sonrasında halk tarafından olumlu yönde karşılandı. Bu dış politik hamleler her nedense bugün bir dönüşme uğramış vaziyette…
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Merkel’e Nazi benzetmesi Eski Dost’a dönüşürken, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da Merkel’i Avrupa’nın en büyük lideri ilan etti. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanı Kurtulmuş da Almanya’ya dost ve müttefik diyerek turizm konusunda işbirliği çağrısı yaptı.
Türkiye’de ajan diye, terörist diye tutuklanan Almanlar serbest bırakılmaya başlandı.
Erdoğan, Almanya’ya yönelik “Her zaman söylediğim bir laf var. Biz düşmanı azaltmaya, dostu çoğaltmaya mecburuz. Ne Almanya’yla problemimiz var ne Hollanda’yla, ne de Belçika’yla. Tam tersine oralarda iş başında olanlar benim eski arkadaşlarım” açıklamasında bulundu.
Çavuşoğlu, Deniz Yücel davasıyla ilgili davadan rahatsızlık duyduğunu dile getirdi.
Haliyle bu 180 derece değişen açıklamalar ve tutumların nedeni sorgulanır oldu. Dış politikada önce sert çıkışlar yapıp neredeyse kopma noktasına getirilen ilişkiler Almanya’dan Türkiye’ye yönelik olumlu ve dostane yaklaşım gelmeden neden dönüştü?
Almanya’nın ekonomik yardımları kesmesi ve ekonomideki enflasyon ve işsizlik verilerinin beklenen düzeyde gerçekleşmemesi, döviz kurunun çıkışta olmasının bu dönüşüm de bir etkisi var mı?
Türkiye daha önce de Suriye’de Esad ile ilgili aşırı övgü ve göklere çıkarma yönünde bir dostluk politikası yürütürken bir anda Esad’ı en büyük düşman ilan etmesi ile Almanya’daki durum hemen hemen aynı…
Bu Türkiye’nin dış politikada zikzaklar çizmesine ve prestijinin de sarsılmasına sebep olmaktadır. Konjoktürel şartlara göre elbette farklı politik tutumlara girilir. Ancak bu karşılıklı hamlelerle olur. Almanya’ya o kadar rest çekip sonra da Almanya’nın tüm yaptıklarını sineye çekerek dost ve müttefik ilan etmek, Merkel’e övgüler dizmek Türkiye’ye yakışmıyor. Almanya önce FETÖcüleri teslim etsin, sonra neden ajanlık faaliyetleri yaptıklarını açıklasın, Türk vatandaşlarımıza yönelik ırkçı tutumunu düzeltsin sonra bizler de buna karşılık olumlu hamleler yapalım.
Dostluktan bahsedeceksek karşılıklı olumlu yaklaşımlar söz konusu olması gerekir. Ancak bu dostluktan ayrı bir konuma doğru gidiyor. Almanya’nın her yaptığı yanına kâr kalıyor. Türkiye bir bir yaptıklarını geri çekerek suçlu tarafmışçasına pozisyon alıyor. Bu, Türk halkına yakışır bir tutum değildir. Ya bu kadar sert çıkışlar yapmayacaksınız ya da bu sert çıkışların arkasında duracaksınız. Amma velakin her ne olursa olsun milletin ve devletin çıkarlarını her türlü gözeterek çıkarlara katkılar sağlayacak sonuçlar alacaksınız. Alamıyorsanız dış politikanın ne manası kalır ki?