İnsan mükemmel bir varlık olarak işitme ve dinleme kabiliyetiyle donatılmıştır. İşitme ve dinleme arasında bir farkın olduğu da görülmektedir. İşitme, sesin kulak tarafından algılanmak olarak ifade edilirken dinleme de işitilenin düşünülmesi, bilinçli olarak değerlendirilmesi kabul edilmektedir.
Sosyal bir varlık olan insan, konuşmak ve dinlemle iletişim kurmaktadır. Ne hikmetse konuşmayı dinlemekten daha çok seviyor insanoğlu. Dinlemek konuşmaktan daha zor geliyor insana. Bazı insanlar konuşmayı çok seviyor, başkasına hiç fırsat vermemecesine. Her zaman kendisinin dinlenilmesinden büyük bir zevk alıyor. Bu becerinin sanki yalnız kendisine ait olduğuna inanıyor. Başkası konuştuğu zaman ise dinlemesini bilmiyor hatta dinlemekten canı sıkılıyor. Başkasının da konuşma hakkına saygı göstermiyor.
Konuşmak bir sanatsa, unutulmamalıdır ki dinlemek de bir sanattır. Ancak dinleme, iletişim kurmanın en önemli araçlarından biridir.
Dinlemenin aslında ne kadar önemli olduğunu hiç düşündük mü?
Dinleme sizce nedir?
Karşınızdaki konuştuğu sırada beklerken yaptığınız şey mi?
Dinleme sessiz kalmak ve duymaktan çok öte bir şeydir. Dinleme konusunda uzman Dr. Lyman K. Steil: “Dinlemenin dört aşamadan olan bir süreç olduğunu söylüyor. Önce mesajı duyarız, yorumlarız, değerlendiririz ve cevap veririz.”.
Amerikalı Dale Carnegie: “Dinlemek, gösterebileceğiniz nezaketlerin en büyüğüdür.” diyor.
Mevlânâ Celâleddin Rûmî, iletişim sürecinin hedefe ulaşabilmesinde: “Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anladığı kadardır.” diyor ve:
“Söz söylemek için önce dinlemek gerektir. Sözlerini duymadıkça, dinlemedikçe, karşındakinin hâllerini nereden bileceksin.” ifadeleriyle dinlemeye bağlamaktadır konuyu:
“BİŞNEV” – DİNLE!
Kalbinin sesini dinle. Aklın ile oku ve anla, ama kalbin ile dinle ve gör. Gördüğünün ardındakini okumak için kalbinle dinle. Akıldan kalbe geçerek hakikatı bulmaktır. Hakikatı bulmak için önce dinlemeyi bilmeli.
Öğrenmek için can kulağıyla dinle. Dinle ki kendi hakikatine varasın. Kendini bulasın.
Sus ve dinle!
Susmazsan kendini dinleyemezsin. Sus ki kendini dinleyesin. Sen, seni bulasın.
Mevlana’dan yükselen bir nefes hakikatın sırrını açıklamış. İnsanı kendisiyle buluşturmuş.
Arayışta ol!
Gözünle, gönlünle ara!
Geldiğin âleme gözlerini çevir!
İşin farkına var. Kalbinin sesini dinle.
“Dinle neyden kim hikâyet etmede
Ayrılıklardan şikâyet etmede”
İnsanı temsil eden ney. Ney’in nefesi, insan nefesi. İnsan sözü bir özleyiş, bir ayrılık, bir hüzün…
Neyi dinlemekle sırrına vakıf olduğun gibi, hakikatte kendi sırrını, yani insan sırrını duymuş ol.
Dinlemek, bilmediğine vardırır, görmediğine ulaştırır. Yeter ki dinlemeyi bil.
Ama insan çok acelecidir.
Bir şey öğrenmek için önce susmalı sonra dinlemeli, susmazsan dinleyemezsin, konuşursan anlayamazsın,
Kendini dinlemek. Seni en iyi sen bilirsin. Bir an dur ve kendini dinle.
İnsanlar, birbirini dinlemeden konuşuyor. Sözün tamamlanmasını beklemeden söze karışmayı seviyor. Bir şeyi anlamak istersen önce dinlemelisin. Can kulağıyla dinlemelisin. Gerçeklere ulaşmanın tek yolu tam manasıyla dinlemektir.
Peki kendi gerçeğine ulaşman için ne yapmalı insan ?
Kendini dinlemeyi bilmeli.
Dinle ki gerçeği bulasın. Gerçeğin yalınız sende olduğuna aldanmayasın.
Ne kadar birbirimizi dinliyoruz?
Karşıdakini dinlemek ona saygının bir ifadesidir. İyi bir konuşmacı olabiliriz ama iyi bir dinleyici miyiz?
Neden en sevdiklerimizle bile konuşmalarımız sık sık tartışmaya dönüşüyor?
Bunun en büyük sebebi belki de birbirimizi gereği gibi dinlememekten kaynaklanıyor. Dinlememekle yanlış anlaşılmalara yol açılıyor ve “yanlış anlaşıldım”, öyle demek istememiştim” sözleriyle işi düzeltmeye çalışıyoruz.
Neden birbirimizi dinlemek istemiyoruz ki?
Aslında bir sanat olan dinlemek, dikkate almaktır, önem vermektir, özen ve saygı göstermektir, ilgilenmektir, kabil ve takdir etmektir.
Yazar ve filozof François Marie Arouet-Volter : “Kulak, yüreğe giden yoldur.” demiş. Ünlü filozof Diojen ise: “Çok dinleyip az konuşmamız için iki kulağımız ve bir dilimiz var.” der.
Deneyimli bir terapist ve psikolog olan Profesör Nichols: “Birbirimizi dinleme ve anlama biçimleri üzerinde düşünmeye” davet ediyor.
Aklıma bir Kızılderili atasözü geldi: “Dur dinle, hep konuşursan hiç bir şey duyamazsın.”.
Aslında duymanını anlamı “Sana kulaklarımı, gözlerimi, dikkatimi ve kalbimi veriyorum.” demektir.
Duymak sadece karşındakini değil, kendi iç sesini duymak önemlidir. İnsanları dinleme becerimiz kendi duygu ve düşüncelerimize ne kadar duyarlı olduğumuzun belki de bir göstergesidir. Kendi iç sesini yeteri kadar dinlemiyorsan ya da kendi iç sesin fazlasıyla bağırıyorsa başkalarının ne dediğini duyman mümkün olmuyor. Oysa etkin bir dinleme sadece karşımızdakini değil kendimizi de tanımamıza vesile oluyor.
Johan Wolfgang Von Goethe de bu konuya değinerek: “Konuşmak bir ihtiyaç ise, dinlemek bir sanattır.”. demiş.
Birbirimizi tam ve doğru anlamanın, anlaşmanın reçetesi: dinleme becerisine önem verme ve doğru kullanmadır.
İnsanların birbirlerini gereği gibi dinlememesi iletişim sorunları doğurarak kişiler arası ilişkilerin ve toplumsal etkileşimin bozulmasına sebep olur. İnsanların özel ve toplumsal yaşamlarında karşılaştıkları iletişim sorunları sadece o anla ilgili değil, gelecekte ortaya çıkacak düşünce ve sergilenecek eylemler üzerinde de etkili olabilmektedir. İletişimden kaynaklanan bozulma insanların birbirinden uzaklaşmasına yol açmaktadır.
Hz. Mevlana şöyle diyor: “Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek, sen de söze dinlemek yolundan gir.”.
Alman filozof Friedrich Wilhelm Foerster: “Dinlemek, insana kendini ölçmek, değerlendirmek imkanlarını sağlar.”.
S.A. Helpi ise çok önemli bir söze dikkatleri çekiyor: “Büyük insan dinlemeyi bilendir.”.
Yazar Ralph G. Nichols: “Söylenen sözün etkisi insanların nasıl konuştuklarından çok nasıl dinlediklerine bağlıdır.”, diyor.
Son söz Mevlana’nın olsun.
“Söz söylemek için önce duymak, dinlemek gerek, sen de söze dinlemek yolundan gir.”
Emeğine yüreğine sağlık üstadım. Ata yurdundan selam ederim
Ellerıne sağlık. ALLAH dinleyenlerden eylesın.
Sağol Haci Eyüp ne güzel demiş Mevlana. Dinlemek sabır ister kibirlik istemes işte dinlemeyen hiçbişey örenemes sağol Haci Eyüp çok teşekkür ediyorum selamınaleyküm
Elinize sağlık, iyi ki sizin gibi değerli bir yazarımız var.
” Söz söylemede yücelik aramayın!
Dinlemek, söylemekten yeğdir. ” (Mevlana)