Cumhuriyet Devri’nin din uğruna mücadele etmiş ve zulme uğramış en mümtaz isimlerinden biri de hiç şüphesiz Şemseddin Yeşil’dir. Halk arasında Yeşil Hoca diye bilinir, tanınırdı. Ailesi Abdulkadir Geylani Hazretleri’nin soyundan gelmektedir. Büyük Büyük dedesi II. Murad devrinin mutasavvıflarından, bugün Gerede yakınlarındaki tekkesindeki kabrinde medfun Ümmü Kemal Hazretleri’dir. Soyu anne ve baba tarafından beşeriyetin Fahr-i Ebedîsi Hz. Muhammed Aleyhisselam’a dayanmaktadır.
Osmanlı an’anesine göre 4 yaşında ve 4 aylık iken, Besmele merasimi ile Kur’ân-ı Kerîm’e başlayıp 5 yaşında hatm ettikten sonra Kocamustafapaşa ve Davutpaşa’da ilk ve orta tahsilini tamamlayıp zamânının İlâhiyat Fakültesi, İslâm Hukuku ve Mimâri tahsilini de yapmıştır. 13 yaşında kürsüye çıkıp vaaz verecek bir ilme sahipti. Babası Samatya’daki Hatuniye Cami’nin imamıydı ve Şemseddin Yeşil Efendi 13 yaşında iken vefat etti. Babasının yerine imamlığa başladı ve kürsüye çıktı. Ve nihayet elli seneye yakın o kürsüden Ehl-i Beyt neşvesi içinde İslamiyet’in güzelliklerini anlattı. Dine ve dindar insanlara en sıkı baskıların uygulandığı zamanda “Hakikat Yolu” isimli dergi ile “İslamiyet” adında bir gazete çıkarmaya başlamıştı. Tabiki şer odakları boş durmadı. Gazeteci Ahmet Emin Yalman gazetesinde “İslamiyet Gazetesi zehir saçıyor” diye başlık atınca Efendi Hazretleri de zamanın yezidine gereken dersi vermişti. Kürsi-i Muhammed’den İslamiyet’in derin inceliklerini ve Ehl-i Beyt üzerine sohbetler yaptığı için imamlık ve vaizlik belgesi elinden alınmıştı. Bu ilâhi vazifeyi 17 sene de “Yüksek Ahlâk Derneği”nde “Ahlâk Dersleri” adı altında sohbetleri ile devam ettir. Kendisinin sayısız eseri ve ses kayıtları şeklinde vaazları mevcuttur.
Kendisinin Ehl-i Beyt-i Mustafa’ya olan muhabbetini aşırı bulanlara yine kendi dilinden bir beyt ile cevap verirdi:
“Hanedan-ı Ehl-i Beyt-i Mustafa’yı sevmeyen
Esfel-i süfliyyete nadan gelir nadan gider.”
Yüze yakın eser neşretmiş olan Şemseddin Yeşil Efendi Cumhuriyet sonrası Ekberiyye okulunun mensuplarındandır. Çünkü eserlerinin fikri alt yapısını oluşturan kaynaklar; Abdulkadir Geylani ve Muhiddin-i Arabi’dir. Yazdığı Füyûzât isimli tefsirde de bu etkiyi ve neşveyi fazlası ile görmek mümkündür.
Şemseddin Yeşil Efendi, Abdulkadir Geylani Hazretleri’nin soyundan geldiği için meşrebi Kadiri idi. Fakat kendini hiçbir zaman bir tarikat şeyhi olarak tanıtmamıştı. Etrafındaki cemaati sohbet ile irşad etmişti. 8 Temmuz 1968 günü arkasında binlerce gözü yaşlı aşık bırakarak alem-i cemale göç etti. Türbesi, Silivrikapı’da peygamber efendimizin mübarek torunu Seyyid Nizam Hazretleri’nin cami ve türbesine giden yolun solundadır.
Kendisinin de sık sık okuduğu şu güzel beyt kendisini en güzel anlatan beyttir:
“ Suhanver’in eseri bir hayât-ı sânîdir.
Giderse dâr-ı Fenâ’dan yine sadâsı gelir.”