Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ebedî âleme irtihalinin 83. yıldönümü…
Emperyal güçler dünya siyasî sistemini değiştirmeye karar vermişlerdi. Yenidünya düzeninde birçok milliyetten insanların bir arada yaşadığı imparatorluklara yer yoktu. Bu nedenle de imparatorlukları zayıf düşürerek parçalamak; buradan küçük devletçikler kurulmasını sağlamak için bütün imkânlarını seferber etmişlerdi. İçten karıştırmak etkili olabilirdi, oldu da.
Osmanlı İmparatorluğu son dönemlerinde birçok siyasi karışıklığa, suikastlere, darbelere sahne oldu. Dünya Savaşını izleyen Mondros Antlaşması sonrasında da fiilî işgâle sahne olacaktı. Böylece Osmanlı da diğer büyük devletlerle aynı kaderi paylaştı ve dağıldı. Ancak emperyalisler için tek sorun vardı; Türkler…ve Anadolu coğrafyası, kendi deyimleriyle Türklere bırakılamayacak kadar değerli ve önemliydi.
Mustafa Kemal, bu yıllarda yaşadı. Genç bir subay olarak Osmanlı ordusunda görev yapmış; tüm askerî ve siyasî hadiseleri yakından takip etme imkânı bulmuştu.
Türk milleti vatan toprağını namus, vatan sevgisini imandan kabul eden bir millettir. Kendisine liderlik edebilecek bir şahsiyet ortaya çıktığında her türlü güçlüğün altından kalkacak cesareti gösterirdi. Mustafa Kemal Türk ordusuna başkomutanlık etmiş ve tüm zorluklara rağmen kurtuluş mücadelesi kazanılmış, askerî işgal sona ermişti. Cumhuriyet yönetimine geçilerek demokratikleşme yolunda çok önemli bir adım atılmıştı.
Emperyal emellerin sonu gelmemiş ve gelmeyecekti. Yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde yetişmiş insan gücü, sermaye, siyasî istikrar gibi çok şeye ihtiyaç vardı. Her türlü ihtiyacı zafiyet olarak değerlendirecekler ve hegemonya kurmak, genç Türkiye Cumhuriyeti’ni sömürge gibi kullanmak isteyeceklerdi. Bu konudaki en büyük engelleri her devirde olduğu gibi güçlü siyasî kişiliklerdi. Mustafa Kemal Atatürk de bunlardan biriydi, vatana hizmet uğruna birçok fedakârlıkta bulunmuş dünyaca kabul edilmiş bir liderdir. Ki böyle etkili şahsiyetler üzerinde etrafını boşaltarak yalnızlaştırma, sağlığı üzerinden toplumu manipüle etme vb. çeşitli operasyonlar her zaman uygulanagelmiş yöntemler olmuştur. Atatürk de aynı muamelelerle ne yazık ki karşı karşıya kalmıştır.
Ne derece yüce bir kişilik olursa olsun, ne kadar büyük başarılara imza atmış olursa olsun, tüm liderler hatta peygamberler dahi bir yönleriyle beşerdir, bedenlidir ve bedenin ârazları kendilerine musallattır. Çoğu şahsiyet de dünyada en ağır çilelere maruz kalmışlardır. Beden elbisesi bir gün ait olduğu toprağa dönecektir. Ancak insanın güzel bir yaşam sürmesi, insanlığın faydasına eserler bırakması ve bu eserlerle adının anılmasıdır asıl mesele.
Mustafa Kemal Atatürk fikirleriyle birçok tarihi kişiliğe yol gösterici olmuş; yaşamıyla Türk milletine önderlik etmiş; Kurtuluş Mücadelesi dünya milletlerine örnek olmuş nadir şahsiyetlerden biridir.
Ruhu şad olsun…