8-9 Aralık’ta Malatya’da idik. Malatya denilince seküler anlayışın aklına “kayısı” gelse bile bizim için Malatya, öncelikle Niyazi Mısri demek. Bu kadim Anadolu şehrine anlam kazandıran asıl isim odur. Daha geriye gittiğimizde ise akla gelecek isim Seyyid Battal Gazi’dir. İşte Malatya’da bulunuşumuzun sebebi onun adına düzenlenmiş bir bilgi şöleni idi.
Önce şunu belirtelim. Battal Gazi, Anadolu’nun vatan kılınmasında çok önemli bir isim olmasına rağmen gündemimizde olan biri değildi ne yazık ki… Bizim de teklifimiz üzerine Büyükşehir belediyesi onun hakkında bir (sempozyum) bilgi şöleni düzenledi. Böylece Battal Gazi, hayatı, mücadelesi, şahsiyeti üzerine yirmi ayrı konuşmacı tarafından ele alındı.
Türkiye kamuoyu onu Cüneyt Arkın filmleriyle tanıdı daha çok. Fakat bu filmler onun hakiki portresini anlatmaktan çok uzaktı. Zira bu filmlerde karşımıza sadece çok iyi savaşan bir kahraman portresi çıkıyordu. Bilgi şöleninde yapılan konuşmalar karşımıza sadece “alp” değil aynı zamanda “eren” karakterli bir Battal Gazi çıkardı. Doğru olan da bu idi. Zira bizim kahramanlarımız sadece eli kılıç tutan kimseler değil, aynı zamanda ilim, irfan sahibi, yüksek şahsiyet özelliklerine sahip kişilerdi. Şimdi çok gerilerde kalsa bile Anadolu’nun çocukları ve Gençleri Battal Gazi, Danışmend Gazi, Saltık Gazi gibi bu tür alperenlerin hikayeleriyle büyüdüler ve onlar gibi olmaya çalıştılar. Sağlam insan mayamızda böyle bir ruh vardır.
İşte bu sempozyum bize bunu bir kez daha hatırlattı. Evet, Battal Gazi gibi şahsiyetler, gençlerimiz için, hepimiz için birer rol-model insanlar olarak tekrar gündemimize girmelidir. Zira nasıl bir insan yetiştirmek istiyoruz meselesi bu vatanda bizim bir beka sorumuzdur. Diğer yandan modern zamanların bizim kahraman ve kahramanlık algımız değiştirdiğini de düşünecek olursak köklere eğilmemiz ve zengin mazimizden adeta üzerini toprakla örtüp gizlediğimiz bu tür değerlerimizi yeniden ele almak, güncellemek, hayatımıza katmak gerekmektedir. Bugün çizgi filmlerle, oyuncaklarla, bilgisayar oyunlarıyla sadece güce ve kaba kuvvete, şiddete göre şekillendirilen bir kahraman algısıyla yetişiyor çocuklarımız. Bu, karşımızda duran en ciddi problemlerden biridir. Bu yüzden değişen kahraman ve kahramanlık algımız yeniden şekillendirmek durumundayız.
Bunun için de rol-modeller bellidir. Battal Gazi’den Malkoçoğlu’na, Yunus Emre’den Naima’ya, Mehmet Akif’e her alanda bizim kahramanlarımız vardır. Yunus Emre, Naima, Mehmet Akif isimlerini zikretmemizin sebebi onları da kahraman kavramı etrafında düşündüğümüz içindir. Her sufi, önce nefsiyle mücadele ettiği sonra bu mücadeleyi insanlar öğrettiği, böylece toplunu değiştirip dönüştürdüğü için kahramandır. Naima gibi bilginler de kendi alanlarında benzer bir mücadelenin insanlarıdırlar. Mehmet Akif ise milletin en zor zamanında konuşan/yazan bir başla kahramanımızdır.
Bir vatanda millet olmak, var olmak ancak ortak değerler etrafında birleşmekle mümkündür. İşte Battal Gazi gibi isimler böyledirler. Şimdi ilim ve kültür adamlarımıza, sanatkarlarımıza düşen önemli bir görev var. Anlatım türlerinin her biriyle, edebiyatla, filmle, tiyatro ile bu tür değerler güncellenerek ele alınmalıdır. Değilse sadece mazi ile övünme bizi sadece maziperest yapar. Öneli olan bugün ve gelecektir. Geleceğin inşasında alt yapı çok önemlidir. Bu alt yapının temel harcı bu tür isimlerdir. Çünkü onlar bizim medeniyetimizin değerlerine göre yetişmiş insanlardır. Bir çocuk ya da genç kendisine sunulan örneğe göre kendini yetiştirir. Ne yapıp yapıp küresel emperyalizmin bize dayattığı, sevdirmeye çalıştığı kahraman algısını değiştirmek gerekmektedir.