90’lı yıllardan beri Amerika’nın PKK’ya ve şimdilerde onun Suriye’nin kuzeyinde bulunan kollarına yardımlar yağdırdığını biliyoruz. Terörün en şiddetli olduğu 90’lı yıllarda bunu ‘yanlışlıkla’ yapıyorlardı, şimdi gözümüzün içine baka baka resmen bizimle dalga geçerek. Peki, işin içinde sadece ABD mi var?
Suriye’nin kuzeyinde çok kirli bir ittifak var. Bu ittifak bir karanlık senaryosu ifa etmekte. Kendi başlarına iki gün dayanamayacak bu terör gruplarını perde arkasından oynatan kuklacılar, Türkiye’yi ve bölge ülkelerini istikrarsızlaştırmak için yoğun bir çaba harcamaktalar. Yukarıda ismini zikrettiğimiz ABD başta olmak üzere birçok batılı ülke DEAŞ ve PKK’ya gizli ya da açık yardım etmekte. Gün geçtikçe de bu kirli ilişkiler ortaya çıkıyor.
Asıl amacın Ortadoğu’ya müdahale olduğu gün gibi ortadadır. Tam da bu noktada ABD Başkanı Donald Trump’ın Kudüs hakkındaki yaptığı skandal hata akıllara geliyor. Amerika bölgeye hakim olabilmek için güçlü bir israil yaratma derdinde. Suudi Arabistan zaten ezeli Amerikan yancısı. Suudi Arabistan Kralı Selman, bunu bize 6 Aralık sonrasında da İslam İşbirliği Olağanüstü Toplantısı’nda da gösterdi. Yani Amerika altyapıyı çoktan kurmuş ve bu altyapı işlemeye başlamış. Irak’ın 2003 yılındaki işgali de oyunun bir parçasıydı, Obama döneminde kurulmuş DEAŞ da.
Bu uzun girizgahtan sonra asıl konumuza dönelim. Amerika başta olmak üzere batılı devletler ve 1945’te kurulduğundan beri Filistin topraklarını işgal eden, kendisine devlet diyen bir kara parçası bakalım nasıl yardımlarda bulunmuş.
PKK’nın Suriye uzantısı olan PYD’nin elinde Amerikan menşeli, BFG keskin nişancı tüfekleri, McMillan keskin nişancı tüfekleri, bomba atarlar, M-14 ve M-16 piyade tüfekleri, M4 cabine piyade tüfekleri, FGM- Javelin anti tank füzeleri, BGM-71 anti tank füzeleri, LAW silahları, bunların haricinde çeşitli füzeler, IAG Guardian, Hummer ve Cougar zırhlı personel taşıyıcıları, Humvee personel taşıyıcı, SIG tabanca, çeşitli çaplarda tavan topları, el bombaları, uçaksavarlar, insansız hava araçları, manpad füzeleri, mayınlar ve iletişim ve lojistik destek malzemeleri bulunmakta.
Gördüğünüz gibi listenin sonu gelmiyor desek yeridir. İşte Amerika’nın ‘stratejik ortaklık’ tanımı budur.
Almanya da PKK’nın senelerdir destekleyicisi konumunda. Almanya’nın yağdırdığı silahlar ise şöyle: MILAN Tanksavar füzeleri, HK 23 makinalı tüfekler, MG3 makinalı tüfekler, G-3 piyade tüfekleri, mavzerler, çeşitli saldırı tüfekleri, ATF ağır zırhlısı, askeri araçlar, çeşitli ebatlarda tabancalar ve parça tesirli el bombaları.
Listede bulunan bir diğer ülke ise Rusya. Rusya’nın gönderdiği silahlar ise belki Amerika’nın gönderdiklerinden çok daha fazla. Anti-tank mayınları, roketatarlar, kalaşnikoflar, bixiler, ağır makinalı tüfekler, DOÇKA diye bildiğimiz uçaksavarlar, Grouse füzeleri, Dragunov keskin nişancı tüfekleri yani kanaslar. Özellikle detaya girmiyorum çünkü günlük yerim o kadarına yetmeyebilir.
Bunların haricinde İngiltere, İspanya, İtalya, İsveç, Avusturya, Belçika ve terör devleti olması hasebiyle terör örgütünü desteklemekten hiç çekinmeyen israil. Bu ülkelerde çeşitli piyade tüfekleri, tabancalar, mayınlar, LAW silahları ve diğer çeşitli silahlarla PKK’ya destek olmaktalar. Dostu düşmanı bilelim, vesselam.