Geçtiğimiz yazıda Orta Asya’dan gelen Türk boylarının Balkanlara olan etkilerinden bahsetmiştik. Bu yazımızda da Osmanlı İmparatorluğu döneminde Balkanlara yerleşmeler hakkında bilgi vermeye çalışacağız.
Osmanlı Beyliği döneminde Balkanlara geçişi, Karesi Beyliği ile birleşme döneminden itibaren başlatmak mümkündür. Karesi Beyliği’nin denizcilikteki yeteneği, onları diğer kıyı şeridinde bulunan diğer Anadolu beyliklerinden ayıran en büyük özellikleridir. Bu dönemlerde yine Rumeli’ye geçişler olmuş fakat bu geçişler uzun sürmemiştir.
Orhan Bey’in Bizans İmparatorluğu ile yakın siyaset izlemesi de Türklerin Balkanlara geçmesini kolaylaştıran önemli bir olaydır. Sırp Krallığı ve Bulgar Krallığı Bizans’a savaş açtığında Bizans İmparatoru Orhan Bey’den yardım istedi ve gelen Türk birliğini bugün Çanakkale’ye bağlı Bolayır’da bulunan Çimpe Kalesi’ne yerleştirdi. Yapılan savaşın ardından İmparator bu kaleyi Osmanlılara bıraktı. Böylece Osmanlı Rumeli’de ilk toprağını elde etmiş oldu. Daha sonra yapılan Rumeli’de yapılan fetihler kuzey ve kuzeybatı yönünde gerçekleşecektir. 1361 yılında da Edirne’nin fethi ile Türklere Balkanlar yolu açılmış oldu.
Bu tarihten sonra Osmanlılarda fethedilen Balkan topraklarında sıkı bir iskan politikası başladı. Balkanlara gönderilen kişilere burada devlet tarafından toprak verildi. Böylece bölgeye yerleştirilen kişilere devlet tarafından iş de verilmiş oldu. Öte yandan Osmanlı’nın Balkanlara girişinden önce bölgeye giden Alperenlerin de fetihlere çok büyük katkıları olmuştur. Bizans İmparatorluğu tahtına oturan kişi kendini yarı tanrı olarak gördüğü için inanç konusunda da sürünceme yaşanmaktaydı. Balkanlara gönderilen Alperenler ise Osmanlı’daki sistemin tamamen farklı olduğunu ve her inançtan kişilere saygı duyulduğu aktarıldı. Çünkü dinde asla zorlama yoktu.
Bu Alperenler aynı zamanda birçok Hristiyan kişinin Müslüman olmasını sağlamıştır. Yerleşilen yerde açılan tekkeler bölge halkına sevgi dağıtıyordu. Kesinlikle ve kesinlikle halka İslam’ı seçmeleri konusunda baskı yapılmamıştır. Bunu geçtiğimiz yazıda Gagavuz Türkleri hakkında bilgi verirken bahsetmiştik.
Hiç şüphesiz Rumeli’ye gönderilen Alperenlerin en ünlüsü Sarı Saltuk Gazi olmuştur. Öyle ki bugün Balkanlarda 7 tane Sarı Saltuk türbesi olduğu söylenmektedir. Bu türbelerden bir tanesi Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nin Ohrid kentinde bulunduğu söylenmektedir. Ancak bu yer Hristiyanlar tarafından ise Sv. Neum (Aziz Neum) olarak adlandırılmaktadır. Diğer türbelerin bulunduğu yerler hakkında ise kesin bir kanıt yoktur. Ancak, Sarı Saltuk’un geldiği Dobruca kentinde kendine ait bir türbenin olması hiç de sürpriz olmaz.
Osmanlı, beylikten devlete geçtiği dönemde fetih politikasını sürekli Balkanlar yönünde yapmıştır. 1402’deki Ankara Savaşı’nda alınan yenilgiyle girilen Fetret Devri sırasında Balkanlardaki topraklar korunmuş, ayrıca bölgede bulunan tebaa (Hristiyan ve Müslüman) yaşadıkları yerleri ve sınırları koruyarak devlet sınırlarını güvence altına almışlardır.
İstanbul’un fethinden sonra Fatih Sultan Mehmed de atalarının izinden giderek fetih politikasını Balkanlara çevirdi. 1463 yılında Bosna’nın alınması hiç de zor olmadı. Çünkü o dönemde Bosna’da hakim olan Bogomil inancı oradaki insanlara Hz. İsa’dan sonra gelecek olan Peygamber’e iman etme hükmü getiriyordu. Bu ortamda Osmanlı’ya Bosna-Hersek kapıları sonuna kadar zaten açılmıştı.
Osmanlı’nın Gerileme ve Dağılma Dönemi’ne kadar Balkanlarda hatrı sayılır bir Türk nüfus bulunmaktaydı. Ancak Osmanlı’nın yaşadığı güç kaybı ve yapılan anlaşmalar gereğince halkın büyük çoğunluğu Anadolu’ya göç etti. Kalanlar ise büyük baskılara ve şiddete maruz kaldı.
Önümüzdeki hafta Balkan Savaşları itibariyle günümüze kadar Balkanlarda yaşayan Türkler hakkında bilgi vermeye çalışacağız.