Kısa bir aranın ardından tekrar merhabalar. Günlük hayatımızda hepimizin icra ettiği meslekler var. Yeri geldiği zaman işimize daha fazla odaklanırız ve yapmamız gereken bir işin üzerine kimi zaman azim ile kimi zaman da hırs ile düşeriz. Peki, bunlar aynı şey midir?
Bu iki kelimeye günlük hayatımızda sık sık rastlarız. Genellikle aynı anlama geldiğini düşünür ve bu kelimelerin kullanımını birbirinin yerine yaparız. İnşallah bu yazının sonunda ‘azim’ ve ‘hırs’ kelimelerindeki farklılıkları irdeleyip, aynı anlamlara gelmediklerini görmeye çalışacağız.
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğünde azim kelimesi ‘bir işteki engelleri yenme kararlılığı’ olarak geçer. Ayrıca azim kelimesinde tevekkül etme ve sabır da vardır. Yani bir işi yaparken elimizden geleni yapıp neticesini Cenab-ı Hakk’ın takdirine bırakmak vardır. Bu noktada kişi benliğini bir kenara bırakır ve kendisini yaptığı işe verir. Sabırla adım adım ilerler ve Allah’ın varlığını unutmadan işine devam eder. Kişinin beşeri sıfatı ne olursa olsun, dünyevi isteği olmadan sadece o yaptığı işi bir neticeye ulaştırmayı diler.
Aynı sözlükte hırs kelimesinin ise iki anlamı bulunmaktadır. Birinci anlamı ‘sonu gelmeyen istek, aşırı tutku’ olarak ikinci anlamı ise ‘öfke, kızgınlık’ olarak geçer. Dikkat edilirse iki anlamda da nefsin varlığını görürüz. Nefsin istekleri sonsuzdur, yeter ki insan nefsine uymaya görsün. Aşırı tutku hissi ya da bir şeye aşırı tutkuyla bağlanmak da nefsi bir histir. Bu tutku hissi bir şahsa da olabilir bir makama da. Bir kişi bir makamı çok arzu edebilir. O makamı elde ettiği zaman daha da yükseğini ister. Sonra daha fazlasını… Nefsi doymaz ve hep daha fazlasını ister. Tabi koltuk sevdası için çevresine verdiği zararı da düşünmek gerekir. Yukarıda saydığımız her şey öfke ve kızgınlık için de geçerlidir. Bu iki kötü eylemde de kişinin nefsi ön plana çıkar. Eğer bunları zehir olarak düşünürsek, insanın damarlarından hızlıca akar, beynine ulaşır; düşünemez, hissi davranır ve daha da elzemi gözünü kör edecek dereceye varır. Kimseye tahammül edemez ve ulaşmak istediği nokta için aklımıza gelebilecek ya da gelmeyecek her şeyi yapabilir.
Sadece yukarıdaki iki paragrafta kısaca değindiklerimiz bile hırs ve azim kelimelerinin aynı anlamda olmadıklarını ve birbirinin yerine kullanılamayacağını göstermektedir. Azimli olan insanın yanında çok sayıda insan vardır. Azimli kişi, ince davranıp, çevresindekileri kırmamaya özen gösterdiği için, kalp kırmanın Kabe’yi yıkmayla aynı şey olduğunu bildiği için, ilişkilerinde dikkatlidir. Vericidir, kendisinden bir şeyler vermeye özen gösterir. Hırslı kişi ise öfkesi ve nefsiyle hareket edeceği için çevresindekileri de kaybeder ve yapayalnız kalır. En iyi arkadaşı kendisidir, yani nefsidir. Kibirli ve gururludur, ‘hep bana, hep bana’ der.
Önümüzdeki hafta tekrar görüşmek üzere inşallah. Allah hepimizi cümle nefsani arzulardan korusun. Muhabbetle efendim.