Kande gelir yolun senin ya kande varır menzilin,
Nerden gelip gittiğini anlamayan hayvân imiş. Mürşid gerektir bildire Hakk’ı sana Hakk’al‐yakîn,
Mürşidi olmayanların bildikleri gümân imiş.
Niyazi Mısri hazretleri
Hazretin ruhu şad olsun. Ne güzel demişler… Kişinin eksiğini, yanlışını, dikenini, yükünü bildirecek, ona hangi sıfatta olduğu gösterecek bir ayna lâzımdır.
Ayna kişiye gerçekleri yansıtır. Pürü pak, her nasılsa öyle!
Senin görmek istediğini değil, nasıl göründüğünü gösterir.
Bazen acıdır gerçekler, acıtır.
Yüzleşmeye yüzü yoksa kişinin aynada bulur kusuru.
Halbuki gördüğü kendi kusurudur, bihaber!
Yüreği olan, ama aşkla dolu olan geçmeli aynanın karşısına.
Teslimiyetle… Imanla…
“Sen ne dersen, ne söylersen Hakk’tır”diye diye
Yana yana!
Işte o yangın yakar kusurları!
O aşk eritir içteki buzları, temizler her ne kir varsa.
Sonra aynada görünür cemal, bir çift nazardan…
Seyreyle gayri sen o cemalden alemi…
Ne büyük bir deveran, ne büyük bir haşmet
Açılsın muhabbet kapıları, içten içe, candan cana sürsün devran!
Görünsün süveyda o aynadan…
Muhabbetle…