Tarik, yüzünü bir yöne doğrultmaktır. Tarik bir belirliliktir. Nerde yer alacağını, ne tarafta duracağını, hedefini belli etmektir, talebini sabit kılmaktır.
Can, bir tarike gerçekten talip olup olmadığını veya ne kadar talip olduğunu yol bilgisinden anlar, yol bilgisini veren rehberden anlar. Tarikin içinde bir mürşid vardır, yolun bilinmesi için mürşid talep edilmeli. Tarike yöneliş mürşid’den devam etmeli. Mürşidin içinden yol Rabb’e doğru devam eder. Rabb talep edilmeli. Rabb’i anlayabilmek için de varlığa talip olunmalı. Rabb’den varlığa yol devam eder. Rabb varlığı içinde olan benim. Kendimi bilmek istemeyi talep etmeliyim. İşte Allah’a ulaşmayı dilemek bu içsel tarikleri tamamlamakla yerini bulur. Bu yol baştan sona istek meselesidir. Bu yolda atılan her adım, alınan her nefes istek meselesidir. İsteyince her şey kolaylaşır.
Göz zoru görmez, baş zorluğa boyun eğmez. Zoraki yapılan işlerde dış güçlerin müdahalesi vardır. Bir yola can ve baş koymak, senin isteğine sadece sana bağlı. İsteğinin istikrarlığı ise yol içinde yol eyleyerek belli olur yani bu yolun devamı isteğinin şiddetine bağlı. Aşk’ın aşkınlığı, taşkınlığı. Bu tarikte çok takılmalar, düşüp kalkmalar yaşanıyorsa istek sorgulanmalıdır. Çünkü istemek, kimsenin değil sadece can’ın kendi elindedir. Can’ın kendine yaptığı müdahale ya isteyerek olur ya da istemeyerek. İsteksizce olursa kendini içine zorla kabul ettirmeye çalışır ki mazallah kendimi bulayım derken kaybedebilir, çünkü bu bir sevgi yolu. Sevmek, isteyerek oluşabilecek ve gerçekleşebilecek bir değerdir. Aşk da talip olmakla erişilecek bir kıymettir. Aşkı elde edeceğimiz birşey sanmayalım, maddeye düşürürüz.
Aşk ancak olunur, Dost’un aşk olması gibi. Dost aşkı elde etmedi, Aşk’ın kendisi oldu, Dost böyle olmayı istedi, sevmek istedi, var olmak istedi ve Hakk oldu, Hakk’ın hakikati oldu.