Aşk,
Her zerrenin kendinden kendine olan seyridir…
Kendi içinde vâr olanın ta kendisidir…
Cemâlin celâl içindeki tecellisidir.
Bilinmekliğin yakarışı,
Mestanlığın bir başka adıdır.
Ve aşk öyle kuvvetli bir hâldir ki,
İçine yazılan çekim kendini bir hatırlamaya görsün,
Durmadan bir mıknatısın diğer ucu misali çekilir durursun O’na…
Aşk,
Yaşamın kaynağıdır…
Sırrın ifşaya geldiği süveyda noktasıdır…
Sırrın içinde sırdır aşk…
Muhabbettir…
Kendinden geçmektir.
Dilemektir.
İstemektir.
Aşk O’dur…
Ve aşk sende vücut bulduğunda sen de olan da O’dur…
Aşkın şiddeti kuvvetli bir hâldir,
Akıl kendini geri planda bırakmış,
İki kaşın arasındaki o karanlık noktanın ışığıyla aydınlanmaktadır
Şerh olunmaz aşkın hâli cihâna
Gönülden gönüle bir yol misali
Uzanır boylu boyunca…
Dem gelir alan alır, veren verir
Sessizliğin harfleri gönülden dökülüverir…