Avrupa Parlamentosu, AB’ye üyelik müzakerelerimizi askıya aldı. Geçtiğimiz senenin Kasım ayında da müzakerelerin durdurulması için bir çalışma olmuştu.
Peki, bu ne demek oluyor? AP’de Türkiye için her sene rapor hazırlanıyor. 16 Nisan Referandumu’nun ardından AKPM de Türkiye için siyasi denetim getirmişti. 477 üyenin evet dediği bu rapor sonrasında Türkiye üzerindeki baskıyı ve tehditkar tavırları görebilmek mümkün.
Bu raporun hazırlayıcısı Hollandalı Kati Piri… Piri, Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörüdür. Daha önce HDP’lilerin cezaevlerindeki şartlarını görmek istediğini belirtip Adalet Bakanlığı’ndan veto yemiştir. Bu kendisinin Türkiye düşmanlığını körüklemiştir sanırım. ‘Türkiye’de OHAL kalkana ve demokrasi dönene kadar’ Avrupa Birliği müzakerelerinin dondurulmasını istemiştir. Sayın Piri, Fransa 6. kez OHAL dedi, haberiniz var mı?
Bu kişi daha önce HDP’nin ‘hendek siyaseti’ olduğu zaman Sur’a gitmişti. Gittin de ne gördün acaba? İnsanları katleden, bir devletin güvenlik güçlerine kasteden bir topluluğa terör örgütü demek bu kadar zor mu? Tutmuş bir de sokağa çıkma yasaklarını eleştiriyorsun. Sen bu örgütün kadrolu elemanı mısın? Bir de öyle bir rapor yazmış ki Sur ile ilgili, hakikaten görmeniz, okumanız lazım. Okumuş olanların da hafızaları tazelenir. Adeta bölgede Türk Silahlı Kuvvetleri, sivil insanları bombalıyormuş gibi saçma sapan bir sürü şey…
Son olarak da 16 Nisan Referandumu bitince de sonuca göre üyelik askıya alındı. Yani Avrupa, bölgede güçlü bir Türkiye olsun istemedi. Bunu da kendileri söylüyor.
Bu skandal raporun bir anlamı da Avrupa’nın 16 Nisan’da çıkan sonucu kabul etmemesi demek oluyor. Demokrasiye çok inanıyorlar ya! Hayır diyenlere sahip çıkıp evet diyenleri dışlamaları da bunun bir işareti. Terörle mücadelemize yıllardan beri destek olmak yerine, örgütleri beslediniz. Düşünce özgürlüğü adı altında sırtını alfabenin muhtelif harflerinden oluşan terör örgütlerine dayayanlara destek oldunuz. Görün bakın Suriye’de ne zalimlikler yapıyor o örgütler. FETÖ ile mücadelemize de destek olmadınız. Bu ülkede bu örgüt 17-25 Aralık’ta sivil bir darbe düzenlemeye kalktı, olmadı. Milli İstihbarat Teşkilatı’nın Müsteşarını almaya çalıştı, yine olmadı. 15 Temmuz’da bu ülkede 249 insan öldü, binlerce yaralı oldu; hala tedavileri sürenler var. Acaba cezaevindeki teröristleri görmeye çalışacağınıza, kaçınız gelip oradaki bir insanı ziyaret ettiniz? Hadi bunu sizden beklemek lüks, kaçınız 15 Temmuz sonrası çıkıp bir tepki gösterdi? Ama samimiyetle! Bu ülkenin Terörle Mücadele tanımını değiştirtmek size kalmadı. Canı yanan siz değilsiniz, biziz.
Son olarak, bizim Avrupa Birliği’ne ihtiyacımız kalmadı. Brexitler, Frexitler’den sonra zaten yıkılmaya hazır bir kulübe gibi oldu AB. Asıl sizin güçlü bir Türkiye’ye ihtiyacınız var. NATO ve mülteci anlaşmaları da bunun diğer göstergeleri. Siz önce kendi vaatlerinizi yerine getirin. Sırf Suriyelileri Avrupa’da istemediniz diye 6 milyar euro ödemeyi kabul ettiniz, hani nerede? Vize muafiyeti sözünüz vardı, hani nerede?
İstediğinizi yapın, belki yarın öbür gün AB için de bir referandum olur. İşte o zaman görürsünüz Türkiye halkının AB’yi ne kadar istediğini. Samimi olmadığınız sürece, verdiğiniz vaatleri yerine getirmediğiniz sürece zaten bizim için güven veren bir oluşum değilsiniz ve bu saatten sonra da olamayacaksınız. Aman çok da üzüldük dememiz de bu yüzdendir.
Mübarek Cuma günümüz mübarek olsun inşallah. Cuma günün hayrı hepimizin üzerine olsun. Muhabbetle.