İnsanlar arasında iletişim konuşmayla olur, yani söz insanın en temel iletişim aracıdır. İnsan duygularını, düşüncelerini, isteklerini, şikâyetlerini, memnuniyetini sözlerle dile getirir. Kullanılan güzel sözler insan ruhunu okşar, kırıcı sözler ise yaralar. Bazı sözler insanı ferahlatırır bazı sözler ise acıtır. Bazı sözler gönülleri tamir eder, bazı sözler ise yıkar.
Ağzından çıkan sözü başkası duymadan, kendi kulağın duysun, ona göre karar verirsin söylenecek söz olup olmadığına. Yani sözü başkasına değil, kendine söylenmiş olarak kabul et.
Ağzından çıkanı kulağın duysun ve her sözünü iyi tart !
Türk astronom ve yazar Yusuf Has Hacib : “ Söz ağızda iken sahibinin esiridir, ağızdan çıktıktan sonra sahibi onun esiri olur ”.
Ağzından çıkan sözün ; ya efendisi olursun ya da esiri…
Bin düşün bir söyle…
İnsan, şunu unutmamalıdır ki her yara iyileşir, ama söz yarası iyileşmez !
Sözle verdiğiniz zararı nasıl telafi edebilirsiniz ?
İranlı şair Şeyh Sadi-i Şirazi: “ İki şey insanı çileden çıkarır : Söylenecek yerde susmak, susacak yerde söylemek “.
İnsan en çok sevdiğinin ve değer verdiğinin sözlerine alındığı ve kırıldığı bir gerçektir. Dostun attığı gül incitir. Belki de insan bilmeyerek söyler acı sözlerini ama derin iz bırakarır yüreklerde… yaralar açarak…
Dil yarası, dil yarası en acı yara imiş…
Ünlü fizikçi Albert Einstein şöyle diyor : “ İnsanoğlu ağzından çıkan cümlelerin, beyninden çıkan düşüncelerin bütün evreni dolaşıp tekrar onlara geri döndüğünü bilse, eminim çok daha dikkatli olurdu “.
Unutulmamalı ki insanın kişiliği lisanın altında yatmaktadır. Bu nedenle özüne, sözüne dikkat etmeli. Sözü söylemek kadar yerinde ve zamanında söylemek da bir o kadar önemlidir. Söz ağızdan çıkmadan önce iyi hesap etmek, düşünmek, teraziye koyup tartmalı ondan sonra sarfetmeli.
Hz. Mevlâna :”Yaydan fırlayan ok gibidir ağzından çıkan bir söz. Ve hiç geri dönmüş değildir atıldıktan sonra bir ok”.
İnsanın sözü, özüne “ayna” dır.
Üzülerek söylenmesi gerekiyor ki insanların söyledikleri sözlere dikkat etmedikleri, gerçeği , hakikatı söylemek yerine kendi çıkar ve kazançları doğrultusunda konuştukları görülmektedir. Sanki da hep başkasını düzeltmek, hatasını bildirmek, yanlışını açığa çıkarmak görev almış gibi sözler kullanıldığı fark edilmektedir.
Konuşma üslubunu bilmeyen insan…yanlıştan yanlışa düşer…
Hz. Mevlâna : ” İnsanda güzel olan yüzdür, yüzde güzel olan gözdür, ama insanı insan yapan ağzından çıkan sözdür.”
Düşünmeden konuşmanın, nişan almadan ateş etmeye benzediği bilinen bir gerçektir.
Gelişi güzel, düşünmeden, sözün nereye varacağının hesabını yapmadan konuşan bir insana “ Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin ?” uyarısını yapanları herhalde duymuşuz. Aslında ağzından çıkan sözün ne anlama geldiğini düşünmeyi öğrenme uyarısı !
Yunan filozof Aristoteles : “ Konuşma sanatını bilen adam, düşündüklerinin hepsini söylemez ; fakat söylediklerini düşünür de söyler “.
“Söylediğin sözü kulağın duysun” demek, başkasına zarar vermek için, canını acıtmak için söyleyeceğin sözlerin aslında seni yaktığını anlamalısın. Ondan dolayı dikkat et…
Hz. Ebubekir :” Ne söylediğini, kime söylediğini ve ne zaman söylediğini unutma”.
Ağızdan çıkan sözlere dikkat !
Dikkat etmeden, sözün nereye vardığını, nasıl bir sonuç doğuracağını düşünmeden söylenen sözler…
Hz. Süleyman : “Güzel sözler, petekten damla damla sızan bala benzer, insanın ruhuna tat verir”.
Bilir bilmez biçimde, olur olmaz yerde, anlamlı anlamsız durumlarda, ne manaya geldiğini düşünmeden, ileri geri konuşup, hiçbir değeri, kıymeti ve anlamı olmayan sözler…
İnsan kalbini rencide eden, vicdanı sızlatan sözler…
Düşünmeden, kızgınlıkla söylenen ağır sözler…
Sözlerini tartmadan, öfke içinde, nereye varacağını hesaplamadan ağızdan çıkan sözler…
Ey insan, ağzından çıkanı kulağın işitiyor mu ?
Ne olduğu bilmeden, yanlış şeyler söylemen…
Kişi veya kişileri incitecek, ağır, kırıcı ve kötü sözler söylemek…
Ne anlama geleceği ve nereye gideceği bilmeden söylenen sözler…
Ne dediğinin farkında olmadan, ileri geri konuşmak, kaba sözler sarfetmek…
İnsanın ağzından çıkan söz geri alınmaz…
Ne konuştuğunu bilmeyen, doğruyu yanlışı ayırt etmeden ağızdan çıkan sözler…
İnsan çoğu zaman kendi ağzından çıkanı duymadan karşısındakini eleştirir ve suçlar…
Hep başkası suçludur…
Hep başkası kötüdür…
Söylediklerini duy…
Hz. Mevlâna : “ Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar”.
Ağzından çıkanı önce kendin duy ! Duyduklarına tahammül edemiyorsan, başkasından da sana tahammül edilmesini bekleme !
Atasözü: “Dil bir arslan’dır, serbest bırakırsan, seni de yer”…Eyüp abey, sagolasın çok güzel konuları kaleme alırsın. Bu konular okadar önemli ki, farkında bile değiliz…tam da günümüzde en çok lazım olan konulardır bunlar…kusura bakma ben de HADDİM olmayarak bir şeyler yazmağa çalışırım yorum olarak…sürçü lisan edersem af ola, kusuruma bakma…keşke bu konulara insanlarımız DİKKAT ETSE, keşke birbirlerini insanlarımız bu DIL denen şeyle zehir zemberek sözler söylemese…keşke bu yazdığın konulara ınsanımız bir ders olarak uygulasa ve DEDELERİMİZ, NİNELERİMİZ gibi herkez haddini bilse, çok güzel olurdu…bu konuları gençlerimize, evlatlarımıza, torunlarımıza aktarmak dileğiyle…ALLAH’A EMANET OL, Eyüp Abey
EYVALLAH Eyyüb abey. Bedenıne sağlık. EYVALLAH