Hafta içinde yapılan yorumlar öyleydi ki sanki Fenerbahçe’nin sahaya çıkmasına gerek yok ve Beşiktaş’ın bu maçı her türlü kazanacağı yönündeydi. Ayrıca daha bugün medyada çıkan Skrtel’in sakatlığı konusu daha geçen haftadan belliydi. Abartmanın ne mantığı var ki? Sadece tiraj veya tıklanma fazlası olsun diye yapılan bu haber çok gereksiz.
Maçtan önce gidişattan ziyade en merak ettiğim şey hakemin performansıydı. Ali Palabıyık, geçtiğimiz sezon Dolmabahçe’de oynanan olaydı derbinin hakemiydi. Verdiği tartışmalı kararlarla maçın önüne geçmişti. Aynı olayın Kadıköy versiyonunu izledik bu akşam. Beni de pek yanıltmadı açıkçası. Tartışmalı fauller, özellikle İsmail’e verilen kırmızı kart, Beşiktaş’ın verilmeyen penaltısı ve ofsayt gerekçesiyle sayılmayan golü… Daha bir sürü şey.
Fenerbahçe adına çalınan iki penaltı da doğruydu. Medel’in Janssen’e yapmış olduğu müdahalede Medel, Janssen’i açıkça itti. Üflese bile o pozisyonda rakip oyuncu düşerse penaltı verilir. İkinci penaltıda ise Atiba’nın kapalı olan değil açık eline çarpıyor top. Eleştirirken çok çok iyi bakmak gerekiyor. Quaresma’ya daha yaptığı ilk harekette kırmızı kart verilmeliydi. Valbuena’ya yaptığı hareket net kırmızı kartlık idi. Gördüğü sarı karttan sonra da ikinciyi gördü. İtiraz bir fayda getirmiyor. Çünkü yapılan hareket çok bariz. Mehmet Ekici’nin ayağına basmadın evet. Ancak futboldaki “sürttürme” hareketi basmadan çok daha tehlikeli bir hareket. Bilen biliyor. Beşiktaş cephesinde ise açıkça verilmeyen penaltı ilk yarıda Valbuena’nın Qurasema’ya yaptığı faul gibiydi. Valbuena yaptığı müdahalede Quaresma’nın kramponunu çıkardı. O hareket ile bu hareket arasında ne fark var Ali Palabıyık? Kramponun çıkmaması mı? Şuna çok dikkat edilmeli ki; Beşiktaş’ın son iki deplasman maçında (Karabük, Fenerbahçe) bu hakem düdük çaldı. Bu noktaya çok dikkat etmek gerekiyor.
Fenerbahçe kanadından devam edecek olursak… Olumlu şeylerin olduğunu söyleyebiliriz. Özellikle Isla, Ozan ve Josef’in performansları çok iyiydi. Isla savunmadaki müdahaleleri ve şık çalımlarıyla taraftarı mest etti. Ozan da etkili olan bir diğer oyuncuydu. Girdiği gol pozisyonları oldu. Attığı şık vole vuruşu ve kale ağzında kaçırdığı %100’lük gol pozisyonuna rağmen taraftarın gönlüne girdi. Josef de ilk yarıdaki başarılı oyununu Neto’nun gördüğü kırmızı karttan sonra savunmada da devam ettirdi. Maçın etkili isimlerinden biri oldu. Şimdi dikkatinizi bir yere çekmek istiyorum. 111 senelik bir kulüp Fenerbahçe. Çok büyük bir kulüp. Bu akşamki maç kadrosunda kaç tane savunma oyuncusu vardı? Neto, Neustadter, Josef ve Mehmet Topal. Neto kırmızı kart gördü. Josef savunmaya geçti ve Mehmet Topal oyuna girdi. Yedekte savunma oyuncusu kaldı mı? Maalesef. Allah korusun Neustadter sakatlansaydı kim alınacaktı oyuna? Tabii ki de kimse.
Beşiktaş kanadını iyi veya kötü anlamda eleştirmek bana düşmez ama yine de söylemek istediğim birkaç şey var. Özellikle yüksek performans beklediğim oyuncular bu akşam hayal kırıklığı yarattı bende. 1-0’dan sonra Fenerbahçe’nin kapanma tuzağına düşerek kendilerini aşırı yordular. Ozan’ın attığı vole gol olsaydı daha ilk yarı bitmeden oyundan düşecekti Beşiktaş. Hücum oyuncuları hızlı bir ekip. Kapanmaya saldırma yerine oyunu daha çok kendi sahasında kabul edip hızlı oyuncularıyla gol aramak daha mantıklı bir iş gibi geliyor bana. Medel ise sınıfı geçemedi. Savaçşı bir oyuncu evet. Rakip takım oyuncusunun suratını dağıtmak için amaçlamış kendini sanki. Alper’e yaptığı hareketin cezası olmayacak mı? İlla çenensinin veya burnunun kırılması mı gerekiyordu?
Şenol Güneş çok saygı duyduğum bir teknik adam. Futbolculuk dönemine biz yetişemedik ama teknik direktörlük yaşantısını çok iyi biliyoruz. Kariyeri başarılarla dolu. 2002 Dünya Kupası’nda A Milli Takımı’na tarihi bir başarı kazandırdı. Bu akşam yapmış olduğu hareketi kendisine hiç yakıştıramadım. Ne kadar haklı olursanız olun hakeme küfür etmek sizi üste çıkarmayacaktır. Bir de Fenerbahçe’yi yenmek için bu kadar hırslı olmayın. Bilin ki öfke ile kalkan zararla oturur.
Bakın. Özellikle bu hafta bizlere gösterdi ki belli bir çevre Fenerbahçe’yi kullanarak Türk Futbol’unu yine uçuruma sürüklemek istiyor. Sözde şike döneminde oynanan oyunlar yine hortlamaya başladı. Federasyon ve MHK’da gerekli önlemler derhal alınmalı.