Almanya’da seçim çalışmaları sürerken Merkel ve Schulz, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne alınmaması konusunda ağız birliği etmiş. Üstelik Başbakan Merkel, Avrupa’nın Türkiye’ye ekonomik yaptırım yapması gerektiğini de yineledi.
Peki niye? Referandum çalışmaları için gurbetçi vatandaşlarımızla konuşmaları engellenenler bizim bakanlarımız. Demokrasi anlayışınız nedir bilemiyorum. Sadece gördüğüm şey Türkiye’nin eski Türkiye olduğunu zannetmeniz. O köprünün altından çok su geçti. Artık Amerika’dan emir alan başbakanlar, sessiz kalan cumhurbaşkanları devri kapandı. Nitekim İncirlik ve Konya’daki üslere milletvekillerinin girişine izin verilmemesi de gayet başarılı bir hamle oldu. ‘Herkes haddini bilecek’ dedik Alman milletvekillerinin askeri üs ziyaretlerine izin verilmemesine.
Hal böyleyken seçim çalışmalarına devam eden Merkel’e dün yaptığı bir toplantı sırasında iki domates fırlatıldı. Tasrif ettiğimiz bir durum değildir tabi. Üstelik edilen hakaretlerin de biri bin para. Aşırı sağın Merkel’e itimadı kalmamıştır. Türkiye’nin AB müzakerelerinin dondurulmasını savunan Alman başbakan adaylarına da en güzel cevap yine Avrupa Birliği’nden geldi.
Türkiye’nin önemli bir ortak olduğunu söyleyen AB Dış İlişkiler yüksek temsilcisi, müzakerelerin de devam edeceğini vurguladı. Almanya neye göre müzakerelerin durdurulmasını istiyor, neye ve kime birlik çağrısı yapıyor bilinmez. Şu durumdaki Avrupa Birliği de Türkiye’yi kaybetmek istemeyecektir.
Almanya, yanına aldığı birkaç ülke ile Türkiye’nin karşısına dikilmeye çalışıyor çalışmasına da Yunanistan, Portekiz gibi ülkelerin ekonomileri zaten kötü durumda. Türkiye, Almanya’ya karşı dik duruşundan taviz vermemeli. Zaten Türkiye dik durduğu için Almanya’da bir tehdit olarak görülüyor. Peki Almanya’da barınan tehditleri ne yapmalı? Terör örgütlerine kol kanat germiş bir Almanya ne oluyor? Koskoca bir ülkeler birliği sadece bir ülke gelip diğerinin karizmasını çizdi diye diğerini dışlayamaz. Ne problemin varsa ilgili düzeylerde oturulup konuşulur, halledilmeye çalışılır.
Avrupa Birliği müzakerelerini bir seçime alet etmek ise o kadar saçma ki. Gören de Almanya’yı Avrupa Birliği’nin ağası zanneder. Almanya’ya eyvallah diyen girer, demeyen giremez. Merkel’i 2015 yılında hatırlıyorum da Suriye’den gelen mültecilerin Avrupa’ya geçmemeleri için nasıl da kapımızdaydı. Almanya da, Avrupa da Türkiye’ye özellikle mülteci krizi konusunda muhtaç konumdadır.
Sonuç olarak Almanya’nın Türkiye’yi Avrupa Birliği ile tehdit etmesi beyhude bir çabadır. Türkiye düşmanlığı Avrupa ve özellikle Almanya’da yerleşedursun, biz dik duruşumuzdan en ufak bir sapma göstermeyelim.
Nazi zihniyetine hesap soran sadece biz de değiliz. Polonya’da, Almanya’nın İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptıklarından dolayı 1 trilyon dolar tazminat isteyeceği resmen bir kampanyaya dönüşmüş vaziyette. Yani dik duruşuyla Almanya’nın başını ağrıtacak sadece Türkiye değil. Helal olsun Polonya!