Amerika sözde demokrasi getirmek için, özde Saddam Hüseyin’i düşürmek için Irak’a girdiğinden beri malumunuz bölgede demokrasi namına hiçbir şey kalmadı. Irak, Amerika’nın güdümünde Araplar, Türkmenler ve kuzey bölgelerde bulunan Kürt topluluklardan ibaret bir yere dönüşmüştü.
25 Eylül’de de Irak’ın kuzeyinde bağımsız bir Kürt devleti kurulması için referandum olacak. Yalnız bu devletin sınırları, bölgede yaşayan Türkmen kardeşlerimizin topraklarına tecavüz etmekte. Hatta sadece Türkmenler değil, Arap unsurlar da tepkili. Çünkü Peşmerge, DEAŞ’a karşı savunma hattı oluşturma bahanesiyle bölgede hendek kazıyor ve kazılan bu hendek hattı da hem Türkmen hem de Arapların bulunduğu bölgeden geçmekte. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, Musul ve Kerkük gibi Türkmen kardeşlerimizin yaşadığı yerleri kapsayacak şekilde hendekleri kazmaya devam ettiği ileri sürülmekte.
Kuzey Irak’ta bir Kürt devletinin kurulmasını en çok destekleyenler Amerika ve Suudi Arabistan. Müslüman bir devlet olan Irak’ın parçalanmasını bir Müslüman devlet destekliyor. Nereye gidiyoruz biz? Üstelik IKBY bu bölgeye biraz da zorbalıkla sahip çıkmaya çalışıyor. Irak Anayasası’nın 140. maddesinde tartışmalı bölge olarak geçen söz konusu bölgenin içinde Musul, Ninova, Kerkük, Sincar, Şihan, Hamdaniyye, Tilkef, Zummar, Salahaddin vilayetine bağlı Tuzhurmatu, Diyala’ya bağlı Hanekin, Mendeli ve Bedre gibi yerler de bağımsızlık haritasına alınmış. Yani bu sınır Türkmen bölgesini ikiye bölüyor. Sadece bu kadarla da sınırlı değil. Irak içinde Şii ve Sünnilerin de birer devlet kurma olasılığı bulunmakta.
Musul ve Kerkük gibi Türkmen şehirlerinin petrol bakımından zengin olduğunu düşünürsek, Kürt Yönetimi’nin petrol gelirlerine de göz diktiğini söylersek pek de yanlış olmaz. 2003’teki işgalden beri de Türkmen kardeşlerimizin hakları yenmekte. Neredeyse Irak halkının sadece Kürtler ve Araplardan oluştuğunu söyleyecek konuma geldi bazı devletler.
Biz Türkmen kardeşlerimizin hakkını yedirmeyeceğiz. Türkmen akrabalarımız yıllardır dışlanmakta, kimliklerini kaybetmekte. Irak’ta 3 milyon civarında Türkmen yaşamaktadır. Irak’ın bugünkü nüfusunun 13 milyon olduğunu düşünürsek 4’te birinin Türkmen olan bir ülkenin, üstelik çoğunlukta olduğu ve evlerinin, işlerinin bulunduğu, kısacası yıllardan beri yaşadıkları topraklarına yapılan tecavüz kesinlikle kabul edilemeyecek bir durumdur. Irak Türkmen Cephesi, bu referandumu tanımayacağını zaten ilan etti. İlan etti ama Türkmenleri bölgede koruyacak silahlı bir güç yok. ITC lideri Erşet Salihi de Türkiye ve Türk Dünyası’ndan yardım istedi. Şayet biz o bölgede Türkmen kardeşlerimizin, akrabalarımızın yanında olmazsak Türkmen nüfus diye bir şey kalmaz orada.
Sonuç olarak Amerika ne yaptı etti, Irak’ı karıştırdı, parçaladı ve çekti gitti. Olan da benim Türkmen kardeşime oldu. Türkiye ve Türk Dünyası Irak Türkmenlerinin yanında olmalıdır. Olamayacağımız bir durumu hayal dahi etmek istemiyorum. Yani o meşhur Amerikan Demokrasisi benim Türkmen kardeşime vurdu. Türk ve Müslüman Dünyası’nın bir an önce kendine gelip, toparlanıp Irak’ın toprak bütünlüğü konusunda bir olması gerekmektedir. Yoksa ne komşuluğun bir manası kalır ne de din kardeşliğinin. Hayırlı haftalar dilerim.