Kısa bir aradan sonra tekrar merhaba efendim. Yaklaşık on gündür Balkanların en güzel ülkelerinden biri olan Kosova’daydım. Balkanların bu genç ülkesine her gelişimde Evlad-ı Fatihan toprakları adeta bir nebze daha içine çekiyor beni.
İlk kez gittiğim Priştine’de insanlar sıcak ve size gösterilen ilgi ve sevgi, sizi mutlu çok mutlu ediyor. Priştine’de illa Arnavutça bilmenize de gerek yok. Prizren, Mamuşa ve Mitrovica’daki kadar olmasa da Türkçe konuşuluyor. Yeterli seviyede İngilizce bilmeniz de size insanlarla anlaşmanız için yeterli olacaktır.
Kosova’ya asıl gidişimin nedeni ise bu yıl 36.’sı düzenlenen Uluslararası Arnavut Dili, Edebiyatı ve Kültürü Semineri idi. Seminerin düzenlenmesinde emeği geçen Priştine Üniversitesi Filoloji Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lindja Sejdiu Rugova hanımefendiye, Seminer Müdürü Prof. Dr. Rrahman Paçarizi beyefendiye, sekiz gün kadar süren ve seminerin asıl faydalı geçmesini sağlayan Arnavutça öğretmen adayı Adelajda Baftiu hanımefendiye ve Priştine Üniversitesi Öğrenci Merkezi Yurdu’na yerleştiğimiz günden geri döneceğimiz güne kadar her türlü ihtiyacımızla ilgilenen Priştine Üniversitesi öğrencilerine çok teşekkür ederim. Özellikle Seminer Müdürü Rrahman Paçarizi, sempatik tavırlarıyla ve sıcaklığıyla tüm katılımcıların ilgi odağı oldu. İnşallah biz de kendilerine aynı sıcaklıkla karşılık verebilmişizdir. Seminer esnasında görevli olarak çalışan Priştine Üniversitesi öğrencileriyle da gayet sıcak diyaloglarımız oldu. Kosova’daki Türk dizilerini izleyen Arnavut arkadaşlarımızla kimi zaman Türkçe, kimi zaman Arnavutça, kimi zaman da İngilizce anlaştık. Bu fakir için çok güzel bir deneyim oldu. Tüm bu güzel insanları özleyeceğim.
Seminer sadece yapılan sunumlar ve derslerden ibaret değildi tabii. Geçtiğimiz cumartesi günü İpek, pazar günü ise Prizren’e geziler düzenlendi. İpek’teki doğal güzellikleri görmenizi tavsiye ederim. Rugova Dağları’ndan şehre kadar uzanan yeşil örtü, hepimiz için ferah bir nefes alma imkanı sundu. Şehrin yakınlarında bulunan Radac kasabası da diğer bir doğal güzellik kaynağı. Karadeniz’da bulunan yaylalara benzeyen Radac’ta bulunan milli parkı da oraya kadar giderseniz bir kez görün derim acizane. Çok sevdiğim Prizren’de ise geçirdiğim birkaç saat tabi ki özlemimi dindirmedi. Osmanlı yadigarı bu güzel şehirden geziye katılan Amerikalısı, Polonyalısı, Macarı, Sırbı… kısacası herkes etkilendi. Prizren kalesinden şehrin görünümünü ise her an gözünüzün önüne getirebilirsiniz.
Seminer ile ilgili son olarak imkanlar dahilinde devamı olmalı diyorum. Ülkelerin ve insanların kaynaşması açısından son derece önemli bir adım olur. Ayrıca dünya üzerinde sadece iki ülkede ve göçmenlerin bulunduğu yerde konuşulan bir dilin dünyaya yayılması için de çok önemli bir adım olur. Bir de öneri sunmak isterim. Şayet bu dilin öğrenilmesi ve öğretilmesi amaç ise ders sayılarında artış olması gerekir. Günde 3 saatlik ders tabi ki yeterli. Ders esnasında konuşma, yazma ve gramer konularında gerekenler yapılıyor. Fakat ders saatlerinin aralarının açık olması katılımcıların derslere olan ilgilerini azaltabilir. İnşallah önümüzdeki sene de bu seminer olur ve biz de tekrar gitme şansını yakalarız.
Son olarak da Kosova ile Türkiye’nin işbirliği konusunda birbirlerini yaklaşması gerektiğini tekrarlamak isterim. Ülkede yeni hükümet ne zaman kurulur şimdilik bilinmez. Ama daha önce Başbakanlık görevini yapmış hali hazırdaki Cumhurbaşkanı Haşim Thaçi’nin yönlendirmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.
Cuma gününün hayrı hepimizin üzerimize olsun inşallah. Hayırlı cumalar dilerim efendim.