Cenâb-ı Hakk buyuruyor; “Ben sizin Rabbiniz değil miyim?”
Rabb kelimesi İbranice kökenli bir sözcük olup öğretici, öğretmen mânâsında kullanılmaktadır. Ve bu öğretici sana bilmediğin şeyleri öğretme kabiliyetine sahiptir.
Okuldaki bir öğretmen bize temel kaideleriyle çeşitli alanlarda ders bilgileri verir değil mi? Kademe kademe bilgileri beynimize yükler.. Çalışıp başarılı olmak, öğrendiklerimizin üzerine yeni bir şeyler katmak ise kendi isteğimiz doğrultusundadır.. Kabiliyetimiz nisbetinde bize verilenleri genişletir veyahut daraltırız.. Bir şey yapmak ya da bir şey yapmamak bizim elimizdedir.. Faydası ve zararı da yine bizedir.
Eylemlerimiz bize bizi anlatır diyebilir miyiz peki?
Tabiki diyebiliriz.. Çünkü eylemlerimiz bizi meydana getirir, kişiliğimizi oluşturur.. Kişiliğin oluşması da yine bir temel üzerinedir. Çocukların yetişmesinde etkili bir rol model kavramını hepimiz duymuşuzdur.
O halde bir model, bir öğretici elzem..
Şimdi bununla birlikte bir düşünelim.. Yüce Allah’da ben sizin ilahınız mıyım ya da Allah`ınız mıyım diye sormuyor biz aciz kullarına. Ben sizin Rabbiniz, öğreticiniz değil miyim diyor.
Yani Cenâb-ı Hakk`ta bize daim öğretiyor, bildiriyor, gösteriyor.. Bu öğretilenleri geliştirmek ve bunlardan ortaya bir eser çıkarmak kişinin kendi isteği doğrultusunda oluyor.. Hiç bir şey yapmadan sadece öğrenilenle yetinmek elbette ki kabul edilebilir değil.. Zaten böylesi bir insan da öğreticilik vasfının yegâne sahibi Cenâb-ı Allah`ın sana verdiği tüm değerleri ve içinde gizli duran kıymeti inkar eder..
Muhtaçlığın ve aczliğin kıymetini bilenlerse, bilginin sahibinin O olduğunun bilincinde olarak her an gelişime ve değişime açık olurlar.
İnsan öğrenmeye muhtaçtır ve sürekli bir öğrenme ihtiyacı hisseder. Bu his Allah Azimüşşan tarafından içimize işlenmiştir..
İştiyak ve arama dürtüsü el-an devam eder.. Bu dürtünün iyiye meyledişi kişideki değeri ortaya çıkarmaya başlar.. Peki bu iyiye meylediş tek başına olabilir mi? Karşıda bir örnek olmadan iyi veya kötü ayırt edilebilir mi?
İnsan daima muhtaçtır..
Bu muhtaçlık aczliğin kıymetini her an hissetmemiz gerektiğini bizlere hatırlatır..
İnsan nasıl da aczdir..
O’nun haberi olmadan bir yaprak kıpırdamayan dünya âleminde, sade bir toz zerresidir insan..
Noktadır..
Be’nin altındaki nokta olup olmayacağı ne denli Sen dediğincedir..
Yaradılış itibariyle unutmaya meyleden insan, bir yönlendiriciyle birlikte yol alırsa hatırlama kabiliyetine erişir.. Bu yüzdendir ki insanlık var olduğu müddetçe veliler, ârifler ve kâmil mürşidler daima bizlere yol gösterici olarak aramızda olacaktır. Bu durumu kabullenip kabullenmemek bizlere kalmış.. Gayrı bunun hikmeti cân gönüllere a`yan..
BEN SİZİN RABBİNİZ DEĞİL MİYİM?
Yorum Yazınız