O’nun varlığının ezelî ve ebedî oluşu, kuvvetin Kendisinde olmasından kaynaklıdır. Yani varlık sahibi olmasıyla O’nun varlığına son verecek yahut başlatacak, durduracak bir varlık/kuvvet yoktur. Biz de varlık sahibi kılındık ama bizim varlığımız geçicidir. Bu yüzden yoktan var edildik. Var edilişimiz, yokluktan olduğu için tam manasıyla var değilizdir.
Var görünüyor olmak, var edenin varlığındandır. Çünkü bizi var eden, yokluk değil varlıktır. Bu yüzden cismen, şeklen, sureten bir görünürlük kazanmışızdır. Bu görünürlük, geçici bir varlık boyutudur. Esas Baki Varlık, görünür hâle getiren kudrettir. Görünürlük kazanan varlık, görünür olmaya (var olmak için varlığa) muhtaçtır.
O görünürlük, var edilmesiyle evvelinin yokluk olduğunu da bildirir. Var edilmeye muhtaç olan yokluk hâlinin varlığı, var eden tarafından yok edilmesiyle varlık hâlinin yokluğunu ifşa etmesiyle bir öncelik-sonralık sınırlamasını ortaya koyarak geçicilik olgusuna vurgu yapar.
Yoktan var edilen, yokluktur. Yokluğun var edilmeye ihtiyacı vardır. Yokluk, var edemez. Çünkü var etmek için var olmak lazım. İşte bu da var olan Allah’ın, yoktan var etmeden önceki varlığı ezelilik sıfatına atıf yapar. Yoktan var ettikten sonraki ebediliği, yoktan var etmeden önceki ezelî olan varlığın sonsuzluğundan (devamlılığı) anlaşılır.