Halifelik, O’nun kuluna tahsis ettiği makamını temsilen yine O’nun varlığının tebliğini yaymaktır.
Halifelik “ardından gelen” olarak lügattaki kimliği korur, “O’nun ardından gidenler” ve “O’na giden yolu yürüyenler” olarak tasfir ederiz, tasavvufi mânâda tarik olarak da silsile-i tarik olarak da biliriz.
Halifeliğin Hakk’ikat’i, O’nun tarafından bahşedilmiş her türlü bil’diriyi yine lütfettiği iradesince âleme duyurmaktır.
Allah’ın halifesi olmuş kul bilir ki Halifelik, kulun kula vereceği bir ikram değildir, yine bilir ki kul olmuş eren, halifeliğini O’nun irade-i ihsanından kesb’etmiştir.
Ardından gidenin (halife) bir manâsı daha vardır ki O’nun, kulunda vücud eylemesi ile oluşur. Tasavvufî mânâ içinde “tecelli” dediğimiz noktaya isabet eder.
Noktaya isabet eden Varlık, nokta içinde iz bırakarak vücuttaki tesirini düşürür, o tesir yani temas İ’ns’an olana kulluk aşılar.
Tecellinin teması neticesinde hem kul hem halife hem de Kâmil İ’ns’an sıfatlarına büründürülmeye başlar.
Adem’lik zuhur etmeye ve isimlerin bir bir tecellisi iç varlığında sergilenmeye başlar.
Beşerin İnsan, İ’nsan’ın Kâmil, Kâmil’in kul, kulun Halife sıfatlarına bürünmesi için tek bir an verilir. Çünkü O’ geldiğinde Sen yoksundur, Sen dediği halifelik makamı geldiğinde ise O’ hiçliktedir.
O’nun yegane ve tek makamsız, mekansız, zamansız oluşu hiçliğinin içinde sırlıdır.
Tecellinin teması an’ında kuluna tattırdığı hiçliği, kuluna bahşettiği en yüce değeridir.
Her türlü sıfattan tenzih ile her türlü sıfatların fiilini harekete geçiren O’dur.
Halifelik silsile bağının dizilimidir.
Halifelik makamı öğreten değil, öğrenen kul bilincine erişenlerin makamıdır.
O’nun makamı, kürsi, arş-ı vardır diyenler yanılgıdadır. O’, makamların, arşın, kürsi’nin üzerindedir.
Halifelik, O’nun temas eylediği vücudun tekrar yeryüzüne in’dirilişidir..
🌳H🌳