Güneşin etrafında bir milyon kere dönüş zamanınca bir süre evvel hepsi ateşten helak olan bir topluluk vardı..
Bu toplulukta semaya bakıp da O’nu anan O’nun bir yiğidi vardı. Yaşı çok ilerlememiş bir Er’di. Ağaçlara ve yapraklara, bulutlara ve güneşe bakıp;
“Bir yüce kuvvet olmadan meydana gelmeyecek bütün bu gördüklerim bana Sen’i hatırlatıyor”, derdi..
Bu kişi içinde bunun böyle olmadığına dair hiç bir düşünce taşımıyordu, o yiğit gördüklerinden emindi..
O’, yağmuru indirdiğinde, o yiğit yağmura durup ıslanırdı, herkes o yiğide gülerdi..
Tâ ki bir gün kendisine gülmeyen bir kişi o yiğide soru sordu;
“sen bize ışık verene bakıp da onunla konuşuyorken yüzün ne de güzel aydınlanıyor, yüzünden her yere bir nûr geliyor. Şimdi soruyorum ki ben de senin gibi o ışığı istiyorum”..
İşte o samimi kişi O’na inanan o sevilen yiğidin dostu oldu, o dost ve dostun dostu, ateşten yananlardan bir zümreye O’nu anlattılar. Yiğit konuştu, yiğidin dostu aktardı. Birlikte bir bütün oldular ve halkayı genişlettiler. Birken iki, iki iken üç, üçken dört oldular ve seçilmiş kullar kadarı ile genişlediler..
Fakat o yiğidin ve dostunun yüzlerine gülüp de arkalarından konuşanların içlerindeki münafıklık kanı, her yere nifak soktu. Yiğidin en yakınına girip dostmuş gibi görünüp fenalık yaptılar. Tam O’nun yiğidini ve dostunu zehirleyecekken, O’ buna müsaade etmedi ve O’ celâlinden tecelli etti. O’ cemalinden olan yiğidini ve dostlarını ateşten kısa bir süre önce aralarına yükselti ve O’ yanına aldı. Sonra da o münafıkların üzerine O’ bir ateş gönderdi. O’, yeryüzünün içinden dışarıya doğru akan bir ateşten lav gönderdi. Onlar “neden?” diye diye helak oldular ama kudretin merhametine mazhar olmadılar. Ebediyen yok oldular..
Ey canlar, bize gerçek dost olanlar; şunu çok iyi biliniz ki, hava ile meydana gelecek son yıkımdan önce bir sevilen zümre oluşacak. Sevilenlerin dışındaki her şey helak olacak..HŞY