Gecede uyanmak ve ibad’et’e geçmek tarikin zahiren başlangıç noktasıdır..
Hak’ikat’ten Tarik, O’nun Basar varlığını varlığında açmasıyla oluşur.
Samimi bir yöneliş, Dost Mürşid (Allah) varlığıyla buluşma, işitme ve nihayetinde görerek iman eyleme varlığının Kemâlat tarikini zuhur ettirir..
Gecenin bir bölümünde uyanıp yönelerler elleri boş dönmezler, mutlaka Rabb (Mürşid) varlığı uyanık olanların ellerini tutar. Eli tutulan Hakk’ın elinde olan Rabb varlığıyla Hakk’ın huzuruna çekilir. “İki elinin üzerinde Ben’im elim vardır.” Diyen Varlık sahibi Hakk, samimice tutuşan elleri haznesine alıp hazinesini sunar.
O’nu anmak için gece uyananları O’ görür ve bilir, yine O’nun için uyananları O’, içsel uyanışa doğru döndürür..
Uyanış, farkında olmanın çok ötesinde bir harikuladeliktir.
Zahiren uyanık olanın gözleri nasıl açık ve olanı biteni görüyorsa, batınen içsel uyanışta olan da O’nun lutfettiği olan biten ne varsa haberdar edilmektedir.
Uyanan kul değil, canlanan ve Hayy ol’an O’nun varlığıdır, varlığını yaratması ve kulunu şahit (şehit) eylemesi işte böyledir..
Kulun, kulluğunu bilmesi idraki, asl’ında hiç olduğunun bilincinde olmasıdır.
Manevi ve batıni tarikte olan cismen, fikren ve düşünsel olarak bir iradeye sahip olmadığını bilir, bu biliş tek yaratıcı olan ruh-i ilâhi varlığa teslim oluştur.
O’ Kur-an’da geçtiği üzre haşa uyuma değil, bir uyuklama dahi tutmayan yegane Varlık’tır.
O’ İ’ns’an’a değil yarattığı varlığına her şeyi unutturmuştur.
Çünkü İ’ns’an, varlığı için yarattığı bir mahluktur.
Eşref-i mahluka geçiş, İ’ns’an’ın O’nun varlığından ilmini cezbetmesidir..
İns’an, tıpkı bir ölü misali varlığının O’na rücu etmesiyle mahluk (bedenden) olmaktan çıkmaktadır.
O’ varlığına verdiği değeri ve kıymeti Kendinden verir, varlığım olan Kendimi Sen’in ile bilirim, varlığım olan Sen de Kendini Ben’im ile bilirsin.
Varlığı O’nu bilirken cismî, fizik beden de varlığını bilir, varlığı O’na secde etmeyenin fiziken varlığına secde eylemesi mümkün değildir.
Varlığın secde edilenden bir an dahi ayrılmaması varlığa secde etmeyi gerektirir. Dolayısıyla şekli namaz varlığa secde etme (gerçeğidir) tatbikatıdır.
Hakk’ikat’ten secde dışarıda aranacak bir unsur değildir, tıpkı örtünün altını kaldırıp secde edilenin kendi varlığın olduğunu görmek gibidir..HŞY