Allah’ın 99 isminden biri olan Hâlık, kelime kökeni olarak “halk” kelimesinden türetilmiş bir isim olup, anlam açısından “yoktan var etme”, “takdire şayan olma”, “herhangi bir modele sahip olmadan sıfırdan bir şey inşa etme” anlamlarını taşımaktadır. Kur’ân-ı Kerim’de nerelerde geçmektedir?
Allah’ın 99 isminden biri olan “El-Halık” ismi; kelime kökeni olara “halk” kelimesinden türetilmiş bir isim olup, anlam açısından “yoktan var etme”, “takdire şayan olma”, “herhangi bir modele sahip olmadan sıfırdan bir şey inşa etme” anlamlarını barındırmaktadır. Bu isim, Cenâb-ı Hakk’ın sonsuz yaratım gücüne değinilen bir sıfat niteliğindedir. Hiçbir eşi benzeri bulunmayan bir şeyi ancak Allah’ın sıfırdan yaratabileceği göz önüne alınır.
Dünya üzerindeki en ufak parçayı dahi Allah-û Teala sıfırdan var etmiştir. O’nun yarattığı şeylerden ilham alınarak farklı olarak insan eliyle üretilen şeyler ise sonradan yaratılmıştır. Yani insanların ortaya çıkardığı şeylere “yaratılmış” gözüyle bakmamak gerektiği, zaten hali hazırda var edilmiş şeylerden yeni farklı şeyler üretme sürecine girildiği idrak edilmelidir. Unutmamalıyız ki biz fanilere üretme gücünü ve üreteceğimiz şeyin ilhamını veren Hâlık olan Allah’dır. Her şey O’ndandır…
“Cenab- ı Mevlam’ın yaratması halik ismi iledir.. ‘El Halik‘.. bu esma anlamı derin olmakla birlikte muazzam bir ilim barındırır içinde ki bu esmanın tecellisi an be an her yeni bir şen’den âleme sunulur..El Halik, hadisi şerifte zikredildiği üzere ‘istedim ki bilineyim’ manasının zuhuru için iki’yi yarattı..yani ilahı..ilah insanlık için zuhura gelme enerjisinin gayesi idi..lakin Allah Azimüşan Cenab-ı Kur’an’da, insan ancak ilah’ları vesile bilip, putlaştırmadığı zaman o iki‘den bir’e er’ebildiğini buyurur..istifademize verdiği ve asıl gayenin O’nun emanetini taşımak olan bu bedeni O’nun mülkü olarak görmeyip, Arafat’taki vakfe’nin manasına tam layığıyla bürünemezsek, o vakit bu bedeni kendi mülkümüz olarak görürüz ve zamanla içindeki kıymeti görmez, sadece beşere meyil ederiz.. ve surete tapan bir algı asla farkındalığa ulaşamaz.. o daima Rum sure’sinde zikredildiği üzere; UNUTUR.. “YÂ YÂ’LEMUNE”..
Bugünkü din anlayışımız insanları kıymetlerinin etrafında bir değere doğru çekmeli ve ayırt etmeksizin her insana değerler ve erdemler üzerinden seslenmeli.. insanları idrake uyandırmak ise ancak Meveddet gönüllerin meveddet hizmetleriyle mümkündür..
“Korkma, o kapı Ganny Meveddet edeni mahsun bırakmaz.. ”
Sühendan Erdin
El-Hâlık isminin, Kur’ân-ı Kerim’de geçtiği noktalar;
“Şanım Hakk’ı için biz insanı çamurdan, süzülmüş bir hülasadan yarattık. Sonra onu sağlam bir yerde bir nutfe olarak yerleştirdik. Sonra o nutfeyi bir alaka olarak yarattık, sonra o alakayı bir mudga olarak yarattık, sonra bu mudgayı bir takım kemikler halinde yarattık, sonra bu kemiklere bir et giydirdik. Sonra onu başka bir yaratılışla insan olarak meydana getirdik. İşte yaratanların en güzeli olan Allah ne yücedir.” -(Mu’minun 12-14)
“Ey insanlar, Allah’ın üzerinizdeki nimetini anın. Gökten ve yerden sizi rızıklandıran Allah’ın dışında bir başka Yaratıcı var mı? O’ndan başka İlah yoktur. Öyleyse nasıl olur da çevriliyorsunuz?” -(Fatır, 3)
“Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratandır. O’nun nasıl bir çocuğu olabilir? O’nun bir eşi (zevcesi) yoktur. O, herşeyi yaratmıştır. O, herşeyi bilendir.” -(Enam, 101)
“İşte Rabbiniz olan Allah budur. O’ndan başka İlah yoktur. Herşeyin Yaratıcısı’dır, öyleyse O’na kulluk edin. O, herşeyin üstünde bir vekildir.” -(En’am 102)
Hasancan Albayrak