Dünyada ülkelerin adil yönetimlere, zengin kültürlere ve güçlü ekonomilere sahip olmaları, gelen yıllarda geçen yıllardan daha çok üretim rüzgarları estirmelerine dayanır.Her ülkenin birbirine bağımlı ve komşu olduğu dünyada, daha az tüketimin, daha çok üretimin yolu, yaşayan bir Evliya Çelebi, olmasını bilen yöneticilerle açılır. Bu yüzden yöneticiler, yeni ekonomik ve kültürel gelişmeleri, yakından izleme sorumluluğu taşırlar.
*
Ülkeler küresel sorunların çözümüne katkıda bulunarak, yerel sorunların üstesinden gelmeyi kolaylaştırırlar ve ömürlerini uzatırlar. İbn Haldun devletleri canlılara benzeterek, doğuşlarının, yükselişlerinin ve yıkılışlarının yasalarını ayrıntılı olarak anlatan, medeniyet tarihçilerinin başında gelir. Dünyanın bütün ülkeleriyle, ekonomik ve kültürel bağlarını geliştiren ülkeler, hem uzun ömürlü, hem çığır açıcı olurlar.
*
Dünyada gelen yılları, geçen yıllarını aratmayan, uluslararası ilişkilerde ağırlık kazanan ülkeler, üreten devletlerin önünde yer alırlar. İstanbul’dan Tahran’a, Delhi’ye, Jakarta’ya gidenler geçen yılların, Brüksel’e, Toronto’ya, Whashington’a gidenler gelen yılların İstanbul’unu görürler. İstanbul iki dünyayı birden kucaklayan, yüzyılların ürünü zengin kültürel ve ekonomik birikimiyle, bütün dünyanın önde gelen şehirlerine ışık tutar.
*
Uzak ülkelerin yakınlaşmasının yolunu açan gelişmelerin, bütün ülkeleri etkildiği bir dönemde, geçmişte kalan ülkeler, geleceğin barış dünyasına giden yolları açamazlar. İki yıllarını birbirinden farklı kılmasını başaranlar, bütün ülkelerde geleceğin mimarları olurlar. Yıldan yıla üretim güçlerine, yeni açılımlar kazandıranlar, kendileriyle birlikte uzak yakın bütün komşularının, üretim ve yönetim yapılarını iyileştirirler.
*
Ülkeler dönüşme ve dönüştürme güçlerini, ya yerelleşerek ya küreselleşerek değil, hem yerelleşerek hem küreselleşerek geliştirirler. Dünyada her ükenin hem merkezde, hem çevrede yer alması, bütün ülkelere büyük görevler yanında, önemli sorumluluklar yükler. Ülkelerin bilinmeyen ürünler, duyulmayan hizmetler geliştirme güçleri, dünyanın geleceğini belirler. Dünyada bilgi ve bilgelik birikimi, ne kadar büyürse, dünya o kadar dönüşür.
*
Dünyadaki bütün ülkeler, son iki yüzyılın ürünü olan, düşünce ve eylem gücünden yararlanarak, hem tarım, hem sanayi, hem bilgi, hem değer toplumu olma yolunda ilerlemeye çalışıyorlar. Yeni dünyanın temellerini, yerli ürünler üreten ülkeler değil, dünya ürünleri üreten ülkeler atıyor. İki dünyaya da yarayan, hem yerel, hem küresel ürünler üreten ülkelerin elleriyle, dünya ekonomisi zenginlik, dünya kültürü derinlik kazanıyor.
*
Ülkelerin güçlerini dünyadan ne aldıkları değil, dünyaya ne verdikleri belirler.
*
Üretmesini bilenlerin elinde, dünyanın karlı dağları düz ovalara dönüşür.
*
Geçmiş yıllarda yaşayan ülkeler, gelecek yılları yaşanır kılamazlar.