Ölü olan ölü olduğunu bilmez, ölüde bir şuur, bilinç sezilmez, kabz eylemiştir ruhunu azrail, ruh-u Azad O’ gelmiştir zannedilmesin Cebrail..
“(Ey Rasûlüm, onlara) de ki: “- Sizin canınızı almağa vekil kılınan Ölüm Meleği (Azrail) canınızı alacak; sonra döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz.” 32/12
Önce ölüm yaratıldı ise Azrail ruhu kabz eden melektir, yani zahiren bildiğimiz cismi ölümün sorumlusu Azrail değildir.
Ruh-u ilâhi, ruhundan üfleyip insanı yarattı, önce ölüm yaratıldı ki bunun da manası Azrail ismindeki meleğine yani içimizdeki bir melekemize ruh-unu kabz eyletti, “Ancak benim emrimle ruh-u salıverirsin.” diye kendine vekil kıldı, çünkü hiç olan ebedi Varlık vekilleri ile insana hükmetti.
Allah ve içindeki sonsuz isimleri O’nun vekilleridir.
Yaradan ya ruhunu tamam eylemeye gelir ya da Azrail’e “Tamam salıver.” demeye gelir.
“Gel’sen O’ sendeki ruha tamam demeden, Azrail’in işine tamam desin, ruh-u ilâhi aşkı var’eden.
Yaşam içindeki insan ruhsuz, ruhaniyetsiz dolaşıyorsa azrail daha görevini bitirmemiş o insan Azrail’i ile dolaşıyor, demektir.
Dolayısıyla Azrail insanı öldürmek için yaratılmamıştır, zaten yıllarca belki de cismi ölüme kadar seni ölü olarak tutmuştur, çünkü hayy’atiyet öncesi yaşam içinde ruhumuzu kabz eyleyendir. Bu kabz halimizi bast’a döndüğü an kavrarız ki Azrail ile dostluğun hazzı vücudu sarar. Çünkü o da O’dur ki, O’ndan yaratılmamış hiç bir şey yoktur.
Azrail’in vekilliği alındıktan sonra kulun tamama ermesi başlar, tastamam olmaz tamama erer ve salınır, (çekilir bırakılır) tarik, hidayet, ârif’an, Kemâlat gibi nice mekansız makamlarla tanış olunur.
Rabbimize Mürşid’imize döndüğümüz yolumuz budur, buradadır. Yaşam içinde hayy’atiyet kazanmaktır..HŞY