Sözümüze bir söz ile başlamak istiyoruz. O söz ki hep zahiri olarak anlaşılır ki aslında derin bir batıni manası vardır. O söz de şudur:
“Hayatta en hakiki mürşid ilimdir.”
Evet, ne muazzam bir mana dolu kelâm. İster sondan oku istersen baştan. Batıni manasına hiç değinilmedi, hep zahiri bakıldı. Çünkü ilim ile bilim birbirine karıştırılmış. Bilim zahiridir, dışsaldır ve düşünceyle bütünleşen deneylerle ortaya çıkan bilgi yoludur. İlim ise batınidir, içseldir, sırlıdır, kemâlat ile orta çıkar. Kemâlat dinin bir lütfudur. Esasında insan din üstüdür ki dinden önce İns’an vardır, en değerli varlığın yaratılmışlığı. Ona sunulan en değerli unsur, akıl İnsan’a sunulmuş. İşte bu akıl ile bilimi oluşturmuş.
İlim ise akletmenin neticesidir ki o da içsel tefekkür yani tam bir safiyetin sunuşudur, kimin tarafından, dinin, dinin içindeki kemâlatın, imanın neticesidir. İşte bu netice kemâlat sahibi İnsan’a verilen en mükemmel kıymettir ki biz buna ilm’i ledün diyoruz, sırların bilgisi. Bu düşüncenin bilgisi değildir, lütfun eseridir. Bu eser kemâlat sahibi Rabb var’lığının neticesidir ki yine buna biz Mürşid diyoruz. İnsanda bir ilahi ismin zuhur etmesi Rabb ile vücud bulur. İnsan kemâlatta o isim ile batınen giydirilir. Mürşid Hakk’ın varlığıdır, esasında batınen O’nun Rabb ismidir. Ete kemiğe bürünmüş hâlidir. Bir çok imtihandan geçişin ve daima geçişin, sabr’ın-rıza’nın-şükr’ün karşılığıdır.
Şimdi yukarıda sözünü ettiğimiz sözü biraz açalım.
Ledün ol’an ilim nerededir? Rabb var’lığında! Rabb var’lığı yani ilahi isim nerededir? Mürşid varlığında! Mürşid var’lığı nerededir? Hakikilik ol’an hak’îkat var’lığında! Hak’îkat nerededir? Hayat, canlılık var’lığında!
İnsan İns’an olmadan hayyatiyet yani ruhi canlılık bulamaz. Ruhi canlılık bulamayan Hakk’ı bulamaz. O’nu bulamayan mürşid ve netice olarak ilim sahibi olamaz.
Yine sözü hatırlayalım..
Hay’atta en hak’iki mürşid ilim’dir.
Bu bir aşk’ın ruhi yaşayışıdır, zahire katiyyen indirilmeyişidir, yüce tutuluşudur, ilahi nimetin, en saf hâlin sunuluşudur, nimet verilenlerin silsile-i tarikidir, derinlerde hissediştir, sıbgatullah eylenmiş leke düşürmeyiştir, cisme şekle ele gelmeyendir, Aşk’ın aşkınlığı ile can’ın canan’a kurbanlığıdır.HŞY