Kulların mertebelerini ifade eden kavramlar Avam, Havas ve Havas-ül havas mertebeleridir. Kim ki dışta kaldı, yani kabukta oylanıp kabuğunu kıramadı o kişi avam tabakadadır. Incelememistir, insan olmanın manasını keşfedememiş zahir kabuğundan hakikatine tarik edememiştir. Insanın yaratılışının ilk tabakasındadır. Yani La ilahe illallah zikrini kendinde vuku erdirememiştir. Ben’in varlığı iddiasındadır ki ben bilirim kaygısındadır. Görmez sadece bakar ve baş gözüyle hüküm kesen alt seviyededir. Havas kullar ki onlar, mümin, salih, selim, halim, muhip, muhsin kullardır. Havas mertebeleri çoktur. Sonsuzdur. Her kul istikadı ve ihlası ölçüsünde bu mertebelerle müjdelenir. Havas kullarını cennetin 7 katmanı da açıktır ve rahmetiyle sunulmuştur. Cenab-ı Hakk her bahşettiği kıymeti bu vaadinde eşit tutup ahiret vaadini taahhüt etmiştir. Tabi kişinin ihlası ve ameli ölçüsünde Allah’ın bu vaadindeki nimetlerden kişiye hakk’edilmektedir. 7 cennet ki 7 safhayı temsil eder. Bu 7 safha nefs mertebelerine tabir edilir. Insanın tekamülüne 7 mertebe açıktır. 7 cennette bu ölçüde sunulur.
Kur’an’da Adn, Naim, Me’va ve Firdevs cennetlerinden bahsedilir. Firdevs cennetini ise 4 katmandan olduğunu cennet katmanlarının ortasında ve üstün olduğuna işaret edilir. Böyle bir hesapta 8 cennetin olduğunu çıkarmaktayız. Tüm kullarına açık olan 7’sidir. 8. cennet ise Havas-ül Havas kullarına ayrılmıştır. Havas-ül Havas kullar ise O’nun tarafından seçilenlerdir. Bu seçim O’nun tasarrufundadır. Bu hiç bir kulun çabasına bağlı kılınmamıştır. Havas-ül Havas kullarının makamı en üst makamlardandır. O kullar hiçliğinde Hiçliğinde vazifelendirilen kullardır. Vazifeye mazhar kılınmış ve bu vazifeyi yerine getirecek kuvvet ve kudret ile donatılmışlardır. O kulların Cenab-ı Hakk’ın katında elbet ayrı bir yeri olacaktır. Bu kat tasarruf katı olduğu için kulların bu katı talep etmesi ve dahi arzulaması edep dışıdır. Ve bu kattaki hükmü ya da sunulan tasarrufu kendince tenkit etmesi ise Allah’ın emrine itaat etmeyip iblisin yanlışına düşmesi gibidir ve ona eşdeğerdir.
Firdevs cennetlerinin cennetin en üst makamı ama aynı zamanda da ortada olması hakikati ise muazzamdır. Akıl tutulması yaşatır. Hem ortada hem de en üstün… Şöyle düşünelim: Insanin vücudunda beyin: baş, omurilik:kalp:gövde, bir de ayaklardan oluşur değil mi! Şimdi bu 3 bölümden hangisi üsttedir: Baş… Hangisi ortadadır: Omurilik: Kalp yani gövde.. Peki Beyin ve baş mı insanın merkezini oluşturur yoksa kalp, gönül mü? Peki beyin mi tüm vücudumuzun en üstün organıdır yoksa kalp mi? Ne müthiş bir hikmet değil mi! Kalp: Omurilik ortadadır ama en üstündür. Hakikatin direği Firdevs Cennetleri de hem ayakta tutanların hem de gönül ile aşkın ehillerin mekanı olarak merkezdir. Hayat ağacının yeridir. Yani ab-ı hayat sunulan, ölümsüzlük şehridir.
Cenab-ı Allah’ın nizamı ve dahi düzeni tüm yaradılış ve dahi insan bir fiil habersizce kendiliksizce izhar ederken aynı zamanda da şahit kılmıştır. Hakikatin similasyonu olan insanda tüm gerçeklikler sırlanmış. Yine ve yeniden Insan’ın hatır’laması için Hatır’latıcılar yollanmış. Bundandır ki o Hatır’latıcılar Peygamber diyarından firdevs kokusunu saçmaktadırlar.
Hakikati Muhammed Mustafa Varlığına komşu olan Dost kullara sela’m olsun. Peygamber kokusunun müjdeleyicilerine edeb-i aşk ile Hu…🌳 🕊️🌳