Ne acayiptir ki insan, dünyada yolcu olduğunun farkına varamıyor. Her şeyin başlangıcı olduğu gibi sonu da olması gerçeğini görmemezlikten geliyor. Çoğu kez hayatın içinde, kendisinin durumundan bihaber. İster farkına varsın ister varmasın, ister gerçeği görsün ister görmesin, ister kabul etsin ister kabul etmesin, günler su gibi akıp gidiyor, dünya yolculuğu devam ediyor. Herşey kendi yolunda yürürken ister istemez insan da kendi yolunda yürüyor. Yürüyüş mesafesi farklı olabilir, kiminin daha kısa kiminin daha uzun, ama herkes bir gün kendi yolculuğunun sonuna geliyor.
Pekki insan nereye doğru yürüdüğünü düşünüyor mu ?
Yolculuğunun nasıl geçeceğini, nelere dikkat etmesi gerektiğini, yolculuk süresinde nasıl hareket etmesine, neleri yapıp neleri yapmamasına dair bilgi sahibi midir ?
Yolculuk esnasında kendine zarar verecek şeylere dikkat etmesi için tedbirli olması, kendisine faydalı olacak şeyleri yapması için gayret göstermesi çok önemlidir. Dikkatlı olmalıdır çünkü yanlışlarını telafi etmek için geri dönüşü olmayan bir yolculuktur bu…
Ezelden başlayan yolculuk ebediyete doğru gidiyor…
İnişli çıkışlı, sevinçli üzüntülü bir yolculuk…
Mesuliyetli, sıkıntılı, ağır yüklü adım adım yürünen bir yolculuk…
Şuurlu ve idraklı yürünmesi gereken bir yolculuk…
Aklın ve gönlün dayanışma içinde olması gereken bir yolculuk…
Ey yolcu, uyan ! Kendine gel !
Nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun haberin var mı ?
Bilerek veya bilmeyerek insan yola çıkmış yürüyor…
Hayy’ dan geldik Hu’ ya gideriz !
Geri dönüşü olmayan bir yolculuktasın ey insanoğlu…
Yaratılışına layık ol !
Bu yolculuğun bitmeyeceğini mi zannettin ?
Ey insan, bu yolculukta uyku ve gaflete düşme…
Sakın ha , pişman olursun …
Senden evvelki yolcuların sonu ne oldu, görmedin mi ?
Ey insan! Bilir misin nereye gidiyorsun ?
Unutma, dünya misafirhanesinde herkes yolcu…
İyilik yapanlar da, kötülük yapanlar da aynı yolun yolcuları…ama kazançları farklı…
Hiç düşündün mü, şu kadar zaman dünyada kalmışsın da yolculukta seninle neleri alabildin ? Neleri da bıraktın…
İnsan bu dünya’da, hem emanetçi, hem de yolcudur !..
Yolcuyuz, farkında mıyız ?
Önüne çıkan uzun ve zorlu yokuşlar seni yıldırıyor bazen…
Yolculuğun türlü tuzaklarla, talihsizliklerle, güzel tesadüflerle, karşılaşmalarla, hatalar ve doğrularla devam ediyor…
Her seferinde geride bir şeyleri bırakmış olmanın hüznünü taşırız üzerimizde. Bir yandan yeni yerler görmek isteriz, bir yandan da alıştığımız yerleri, zevkleri terk etmek hiç de kolay olmuyor. Hele ömür boyu kazandıklarını arkanda bırakıp gitmek…ellerin boş…
Dünya hayatı bir yolculuktur. Bu yolculuğu güzel yapan aziz hatıralardır, inceliklerdir, dostluklardır, fedakarlıklardır.
Sen bu dünyaya, hakikatine yolculuk için geldiğini biliyor musun ?
Yolculuk esnasında, mejgul eden bazı soruları bulmak için düşünerek yürüyor insan. Mutlaka varlığının sebebini ve gayesini bulmak istiyor. Bu yolculuğun nerede ve nasıl biteceğini de ister istemez sorguluyor yürürken…
Bu yolculuk beraberinde hüznü de sevinci de getirir…
Eğer insan yaratılış hikmetini unutur, dünyaya geliş gayesine uygun, gereğini ifa etmezse yolculuk yalınız yorgunluktan başka bir şey ifade etmediği bir gerçektir.
Hayatın gerçek maksadını anlaması şuurlu bir insan için en büyük kazanç olsa gerek…
Hayatın kendisi zaten insan olmayı öğrenme yolculuğudur. Hakiki insan, hayatı boyunca ruhunu genişletmek ve kemal noktaya getirmenin mücadelesini verir.
Rus yazar Leo Tolstoy : “İnsan, dün, bugün ve yarının kavgasını ayırmaya çalışırken hayatını kaybeden zavallı bir yolcudur “.
Önemli olan zavallı bir yolcu olmamaktır…
Yolculuk esnasında birçok engelle karşılaşır insan. Engelleri aşarak yola devam eder. Evet, dünya imtihan yeridir, aynı zamanda renki, zevkli ve eğlencelidir. Dünya hoştur, güzeldir, aldatıcıdır, insana bir yolcu olduğunu unutturur bazen.
Bu yolculuk esnasında insan ayrılıklar da yaşar acılar da… Hiç de kolay olmayan, aslında yorucu bir yolculuktur.
Yolculukta çoğu kez insan arzu ve hayallerine kapılarak uzun vadeli planlar yapıyor da beklenmedik bir anda dünya yolculuğu… sona gelmiş olur…
Bazen hüzün galip gelir bazen sevinç…dünyanın bir cilvesidir bu …
Sabırla , metanetle yürünmesi gereken bir yolculuk…
Hırslarına kapılarak değil, aklına ve vicdanına dayanarak yürümektir…makbul olanı…
Aman dikkat ! Mayınlarla döşeli bir yolda attığın adımlarına dikkat et !
İnsan dünyada yolcu olduğuna her gün şahit olmuyor mu ?
Kendi başına bir yolculuk ! Yolcu gibi davranmak gerekmez mi ?
Unutma, giden gelmiyor…
Yolun sonuna gelmeden :
Kendinle barışabildin mi ?
Kendini aldatmaktan vazgeçebildin mi ?
Çirkin yanlarınla yüzleşebildin mi ?
Nekadar kazandın, nekadar kaybettin hesaplayabildin mi ?
Kendin olabildin mi ?
Ey insan ! Bu gidiş nereye ?
Şeb-i Arus’ a …
Vuslata …
Aslına…
YOLCU NEREYE ?
5 Comments
Çırpındığın Dünya
Öğlende bir “sela”
Sonra ise aceleyle bir “Veda”
İşte kalıcıymış gibi sarıldığın
“Dünya”
Vesselam….!
Üstadım, nice hayırlı yolculukları kapsayan uzun bir ömür diliyorum. Yolunuz açık, gönlünüz şen, dostlarınız çok olsun. Selam ve hürmetlerimizle.
Ay elinize ve zihninize sağlık, beynimizde ki örümcek ağlarını temizlediniz…….. sağol varol Eyüp abicim!
Allah razi olsun Eyüp abey
“YOLCU NEREYE”-“Son yazım”-diye belirtmişsin Eyüp Abey…tamam ama Senin ve Senin gibi İnsan’ların, Gençlerimize ve de diğer İnsan’lara ihtiyaç var…yazı’ya son verdim dersin ama Nasihat’lerine, Tavsiye’lerine, Vaaz’larına devam edersin İnşaAllah. Hele bu günlerde, Ahlak’ın, Edeb’in, Saygı’nın, güzelim Töre’lerimizin, Adet’lerimizin, Bizi-Biz yapan Değerlerimiz’in büyük yara aldığı bu Zaman’da, bunları Gençlerimize İnsanlarımıza, Hatırlatacak, Anlatacak, Nasihat edecek v.s. Kişilere son derece ihtiyaç var…bunun da başını sen çekersin İnşaAllah, temennisi’yle Saygılarımı Sunarım Eyüp Abey…ALLAH ‘Azze ve Celle Sana Sağlık, Afiyet ve de Uzun Ömürler Nasib Eylesin ÂMÎN…Esselamu’aleykum