Inzivaya çekilerek paslardan silkinme zamanı şimdi…
Düşünmeli! Ne yaptım, ne yapıyorum, ne yapmalıyım?
Alemdeki manayı kendine yöneltmek için dikenleri yontma zamanı şimdi…
Insan nasıl yapabilir bunu?
Kendi kendine başarabilir mi?
Görebilir mi kendindeki dikenleri?
Dikenleri hoş gösteren nefsiyle başa çıkabilir mi?
Nefsin türlü yansımalarına, oyunlarına dirayet gösterebilir mi?
Özgür olduğunu sanırken, kanatlarıyla uçtuğunu düşünürken aslında bir hülyada olduğunu görebilir mi?
Insanın işte bu dirayete kavuşabilmesi için kendini yönlendirecek rehbere her zaman ihtiyacı vardır.
Kadim döngüde her yaratılmış kendini eğitecek, yetiştirecek, çetin yolda içindeki Sen’i bulması için onu güçlendirecek bilene ihtiyaç duyar.
Insan kendi kendine ayna olamaz!
Evreni dikkatlice izlemek ve tefekkür etmek gerekir.
Her yaratılmış kendi devranınında, kendi eşrefliğine ulaşma noktasına varmak için bir yol takip eder.
Yol arayarak bulunmaz elbet ama arayanlar ise bulanlardır demiş Erenler…
Yol seni kendine çeker, sen yolu kendine… Fıtratındaki hakikat sana yürüyeceğin yolu kendiliğinden gösterir.
Peki yolu buldun, rehberin ile gönülden bağı kurdun diyelim, bitti mi her şey?
Elbette hayır, yeni ve yeniden başlıyor her şey…
Her anın yeni bir başlangıç ve her anın keskin bir karanlık uçurum!
Nefsinin perdelerini aralarken önüne çıkan keskin virajlar, her seferinde daha da çetinleşir!
Ne mi yapmalı?
Şeksiz ve şüphesiz tuttuğun eli bırakmamalı!
Sıkı sıkı sarılmalı eteğe…
Nefsin sana ‘ sen oldun ‘ dedikçe, sen dik merdivenleri her çıkışında sana türlü mücevherler sunuldukça sen yine hiç’im diyebiliyorsan işte yolda yürüyenlerdensin!
Peki yol biter mi? Ya da bu yürüyüş sonlanır mı?
Ne yol biter, ne nefs tükenir ne de yürüyüş tamamlanır.
Sen nefes aldığın sürece…
Sayılı olan nefesinde son noktaya geldiğinde sen hala eli sıkı sıkı tutuyorsan ve yürüyüşünde ihlas, istikrar ve sadakat ile süslenmiş AŞĶ var ise Beyazıt-ı Bistami hazretleri gibi o zaman son noktayı koyarsın.
Ama nasıl koyduğunu ancak huzura mana’da emanetini teslim ettiğinde anlarsın.
Işte o zaman alemi manada ER olarak döngüye her daim hizmette olursun.