Hiç beklenmedik bir anda insan hayatı tamamen değişti. Hayatın akışı farklı bir yön aldı. Dünya ayak üstünde. İnsanlığı tehdit eden bir virüs, yaşamın ana gündemine oturdu. Tüm dünyada ölüm kalım savaşı veriliyor. Bilimin, teknolojinin çok yüksek seviyeye gelmesine rağmen bu saldırıya karşı aciz kalındı. İnsan hayatı, sağlığı, ne kadar önemli olduğu her halde anlaşılmış oldu.
Yaşanan bu olaylar tüm insanları biraz daha derin düşündürmeli. Yaşamını gözden geçirmeli. Yaptıklarını, düşündüklerini, arzularını, yaklaşımlarını, bakış açılarını, hayatın anlamını, gayesini, görevini, sorumluluğunu iyice sorgulamaya çalışmalı. Bazı soruları da cevaplandırmalıdır insan.
Bir şeylerin farkına varabildi mi insanlık?
Bazı şeylerin yetersizliği anlaşıldı mı?
Hala insan neyin değerli neyin değersiz olduğunun farkına varamadı mı?
İnsan neye odaklanmalı?
Yaşanan korona virüsü salgını insanlığın bir bütün olduğunu tüm insanlığa bir ders olarak verdi. Her insan aynı korkuyu, aynı tedirginliği, aynı zorluğu, aynı sıkıntıyı yaşıyor.
Dünya’da farklı coğrafi sınırlar içerisinde yaşayan fakat bir bütün olarak insanlık gerçeği içinde farklı milletlere, farklı dillere, farklı renklere, farklı inanışlara, farklı kültürlere, farklı medeniyetlere, farklı eğitim seviyelere, farklı görevlere, farklı makam ve mevkilere ve daha çok farklılıklara sahip olan en değerli varlık insandır, insan.
Virüs musibeti insanlığa ne öğretti?
Bazı insanlar kendisini güçlü hissedince daha doğrusu büyük bir maddi güce sahip olduklarında tüm insanlığa söz geçirme hakkını kendinde görmek, hükmetmek ister. Hadi bakalım, gözle görülmeyen neyin nesi olduğu belli olmayan bir virüse yenik düşmedi mi insan.
İnsanların birbirine ne kadar ihtiyaçlı olduğunu anlamak için dünyada böyle bir ölümcül olay yaşanması mı gerekiyordu?
Dur ey insan! Dur, çünkü dünya durdu, hayat durdu. Dur ve düşün! En değerli şey nedir?
Yaşamayı gerektiren önemli şeyi fark edebildi mi insan? Düşün ve öğrenmeye çalış. En önemli insan ihtiyacı ne imiş ki…
Sevginin önemi anlaşıldı mı…
Sevmenin ve sevilmenin değeri farkedildi mi…
Sendin o insan ki, çok büyük vazifelerin, görevlerin ve meşguliyetin vardı. Onlara yetiştirmen için, yerine getirmen için yirmi dört saatin bile azdı. Yaşamın o kadar hızlı ve hareketliydi ki kendini görmen için zamanın bile yoktu. Hatta kendi iç alemine dönme imkanı bulamazdın. Ruhunun yorulduğunu farkedemedin. Çok yıprandın ey insan! Kendinle iletişimi kurabilmen için zaman yetersizdi. İşlerin başını aşmıştı. Kendini bulamazdın, kaybolmuştun. En yakınınla görüşme imkanın bile yok denecek kadar azdı. Eve sinirli döner her şeye de mana bulurdun.
Bütün zamanını hep bir şeyin peşinde, bir şeye yetiştirmek, bir şeye sahip olmak, bir şeye ulaşmak için durmadan hep koştun, durmadan koştun ey insan.
Pekki şimdi ne oldu?
Dünya yavaşladı, durdu ve hareket etmiyor. Hani o güçlü olanlar. İstediğimi yaparım diyenler. Her şeye ben karışırım söyleyenler. Herkesi tehdit edenler. Meydan okuyanlar.
Geriye dön ve dur. Kim olduğunu bir sorgula. Kimsin, nesin, ne istiyorsun. Şimdi senin için en önemli şey nedir acaba…
Zamanın olmadığından yapamadığın şeylere bir göz at. Göremediklerine, farkedemediklerine bir bak.
Gereken ilgiyi veremediğin için ailene, çocuklarına ve yakınlarının gözlerine bak da neyin eksik kaldığını anla ve onların bakışlarında kendini gör.
Yaptıkların değdi mi?
Dur , çünkü dünya durdu!
Senin için en değerli ne imiş bir düşün. Yaşamını değerli kılanı bul. Dur ki başkaları da sana yetişsin ve seni görsün.
Neyin değerli, neyin değersiz olduğunu anlamak için böyle bir şeyin ortaya çıkması beklendi ki, tüm farklılıkları bir kenara koyup, insanlığın ortak bir konuda nasıl birlişebileceğini anlamış olsun.
İnsanlık yönünü mü kaybetmişti? Gayesini mi?
Her halde evde kalma, eve kapanma bir ceza olmamalı, belki de daha şuurlu ve bilinçli bir hayatı yaşamayı başlamaktır. Belki de unuttuğumuz tüm güzellikleri yeniden keşfederek sahiplenmektir. Bu durumda insan, önemli ve önemsiz şeyleri ayırt etme imkanını bulmak için bir fırsattır. Yaşamanın ve yaşatmanın ne kadar önemli olduğunu anlama imkanıdır.
Birbiriyle kavga etmenin, birbirini ezmenin, birbirine zulmetmenin, birbirini yok saymanın hiç kimseye bir şey kazandırmadığını anlamalıdır insan. Bu dünyada herkese yer vardır. Herkes insandır. İnsanı insan yapan insanlıktır. İnsanlığın kurtuluşu birlikte her kötülüğe karşı el ele vererek savaşmaktır.
İnsanlığın başına gelen bu belirsiz durum, insanı hayata çok farklı açıdan bakmaya bir pencere açmalıdır. Çoğu insanın hayata bakışını değiştirecek. Değerli görmediği bazı şeylerin belki de kendimizin, sevdiklerimizin ve tüm insanların değerini fark edecek. Hayata daha olgun, daha düşünceli bakarak ölüm gerçeğinin har an karşımızda olduğunu fakat onu nasıl olur da unutabildiğini herhalde öğrenmiş olacak. Çoğu insanın, maddiyatın her şey olmadığını, manevi duyguların tazelenmesini, aile bağların önemini hatırlatmış olacak. İnsanın bildiği fakat çoğu zaman unuttuğu insanca yaşamanın nekadar önemli olduğunu bilmiş olacak herhalde.
Günlerdir insanların uykusu kaçmış, huzuru kaybolmuş, zevki sönmüştür. Gözü kulağı korona virüsten kaç kişinin hayatını kaybettiği veya kaç kişinin hastalığa bulaştığını duyacağı haberlerde. Bana, yakınlarıma, sevdiklerime de bu virüs bulaşır mı korkusu herkesi sarmış. Zengini de fakiri de aynı korku içinde yaşıyor.
Neden ?
Bu ölümcül virüs hatır saymıyor, insanları durumuna göre ayırt etmiyor. İnsanlığı tehdit eden, yaşamına kast eden, sağlığını tehlikeye atan olaylara ve her çeşit olumsuzluklara karşı birlikte mücadele etmek insanlığın öncü görevi olmalıdır. Tüm insanlık ortak düşmana karşı çevrilmiş, ölüm kalım savaşı yürütüyor.
Birbirini unutanlar, ziyaret etmeyi bırakın da bir telefonla hal hatır sormak için vakit bulamayan insan, şimdi ise evlerinde ne yapacaklarını bilemeyenler…
Para için yaşamak değil, yaşamak için paraya ihtiyacın var olduğu gerçeğini unuttu mu insan. Para senin esirin olsun, sen paranın esiri olma düsturundan hareket ederek insan yaşamalıdır.Aksi takdirde kendini unutmuş, kişiliğini kaybetmiş olarak ruhsuz bir hayat süren insanın sonunda her şeyin bir hiç… ha varmış ha yokmuş.
İnsan, düşmanlıklara, zulümlere dur demeli !
Gönlünü dostluklara, beraberliğe, dayanışmaya, paylaşmaya açmalı !
Maddiyatın her şeyden önemli olduğu “modern” dünyanın insanı nasıl da merhametten, şefkatten,samimiyetten uzaklaştığı bir gerçektir. İnsanın insana uyguladığı incitici, onur kırıcı, hakaret, ayrımcılık,aşağılayıcı ve tüm insan dışı muameleler nasıl izah edilebilinir. Acımasız bir duruma gelimiş insanoğlu.
Yaptıkları kötülüklerden korkmayan insan, şimdi virüsten okadar korktu ki…
Bir virüsün nasıl da ikiyüzlükleri, samimiyetsizliği… ortaya çıkardığına şahit olunmadı mı ?
Yardımseverliğin, fedakarlığın örnekleri de eksik olmadı tabii ki…
Birlikte çalışmanın başarılı olduğu gösterildi. İnsanların birbirine ne kadar çok ihtiyaç duyduğu kanıtlandı. Zor zamanda bile paylaşmanın önemi takdir edildi. Hiç şüphesiz bu virüse karşı üretilmesi beklenen aşının çok önemli olduğu bir gerçektir fakat insan unutmamalıdır ki her zaman maddi manevi her hastalığa karşı gelen en önemli aşı SEVGİDİR.
Sevginizi gösterin, sevdiğinizi kanıtlayın, insanlığın kurtuluşu sevgidedir, kin ve nefrette değildir.
Bunu hala öğrenmedik mi ?
İnsanlar birbirinden sorumlu olduğunu öğrenebildi mi ?
İnsanlığın dünya gemisinde birlikte olduğunu anyabildi mi ?
Nasıl da bu virüs korkuttu insanları. Hiç korku nedir bilmeyenler, başkalarını korkutmak için çeşitli işler yapanlar şimdi korkunun ne olduğunu her halde anladı.
Sınırsız bir yaşam sınırlandı, ama insanlar birbirinden kopmamalı, birbiriyle ilgilenmeli, moral vermelidir.
İnsanlık kendine yeniden çeki düzen vermesi gerektiğini anlayabilecek mi ?
Ey insan, bir düşün !
Bir ömür boyu kazandığın maddi varlığın, paran pulun,övündüğün malın mülkün,güçlü gördüğün makamın mevkin, sahip olduğun saltanatın seni ölümsüz kılacak mı ?
Bunları bir gün bırakıp gitmeyecek misin ey insan !
İnsan, hayatının bir anda nasıl da değişebildiğini farkına varabildi mi ?
İnsan, hatalarından dönmeli, yanlışlarından vazgeçmeli, bencilliğinden sıyrılmalı, hırsını frenlemeli…
Sevgiye, merhamete, saygıya, vicadana, samimiyete, yardımlaşmaya dönmeli…
Bu da geçecek, hayat yine normale dönecek, ama her halde bazı şeyler farklı olacak. İnsan hayata daha bilinçli, daha şuurlu bakacak. İnsanlık daha mutlu olacak.
Nice aydınlık ve huzur dolu günlerde yeniden sağlıcakla hep birlikte olabilmek umuduyla…