Allah’ın bildiklerine bir sayı koyamazsınız. O, sonsuz bir ilmin Tek sahibidir.
Kul O’nu bilebildiği kadar bilir. Her şeyin mutlak galibi olan Allah alemleri ilim üzere yarattı, herşeyin inceden kabaya şeklini veren ve en incesinden en kabasına şekillerle düzeni yaratan O’dur.
Ey O’nun ilmine hayran olan kul! bil ki, hiç bir şey göründüğü gibi değildir. Her görünen bir görünmeyenin tezahürüdür fakat o çok bilip, az inananlar görüneni her şey zannederler, görünmeyen mutlak gayb olmasaydı görünen madde âlemi olmazdı. Şekillerin sonsuzluğu O’nun var’lığının sizin âleminizdeki tezahürüdür. Bir de görünmeyen âlem vardır ki O, onu bir insan gönlüne koydu fakat temiz bir gönüle. Temiz gönüller Allah’ın sonsuz ilmine aynadır, o temiz gönül sonsuz ilmin yansıdığı bir aynadır. O, Allah ki bilenlerle bilmeyenleri sert bir çizgi ile ayırdı. Bilen kulunu konuşmayla vazifelendiren Allah onu ilmine vasıta kılar.
Neden soruyorsunuz?
Cevap verildiğinde hâlin yoksa o cevap senin zararına olur. Anlamak bir dermandır ki, idraki artan kul soru sormayı bırakır ve çok çalışır. Şunu bil ki ilk yaratılan idraktir. Size bahşedilen beden idrak için size sunulan bir emanettir. İdrak inanç ile tekamül eder, o yerinde duran bir akıl değildir. Her an artan bir anlayış ile sonsuz genişleme kabiliyetine sahiptir. O, o kabiliyeti herşeyin içine koydu fakat idraki insanın içine koydu. Her şey aslına döner, bu döndürülüş eşyada kendiliğinden sadece zikir ile tamama ererken insanda idrak ile tamama erer. Herşey kendi varlığının en üst sınırına çıkar. Bu sınırı belirlemiş olan ilk emirden sonraki ayrılıştır, o ayrılıştan sonra belli bir yörüngeye yerleşen artık hep o yörüngenin ölçüsü ile olur. Fakat bir kez O’nu anmadıysan yerini bilemezsin, an ki sana bilmek bahşedilsin. Bağış O’nun hükmündedir, çalışmak senin hükmünde. Allah kime bağış yapıp kime yapmayacağını çok iyi bilendir. O, her şeyin gizli ve açık bilgisini verendir ve O, dilediği kulunu seçip ilmini ona bahşeden gani ül Âlim’dır.
Her işe Allah’ın adıyla başla.O, kolaylaştıran duanın sahibidir. Kendir bir vaktin içine girmeyin. Konuşanın konuşması hak dostu üzmesin. Sustukça kalbiniz büyür. Allah ile beraber ilahlar edinmeyin. İşte kimki o sevenin aklı kaydı ve o kendisine zulm etti. Başınızı kuma saklayınca yaptıklarınız gizlenir mi sanırsınız, boyunlarınızda kalın bir iple asılı defterleriniz vardır. Orada eksiksiz her şey kayıt edilir. Şimdi düşün ve orada hak’ikat’ten gözle görebileceğin bir defter arama, o gayb aleminin içinde. Gaybı bilenin bilmesi O’nunladır, o bilenler O’nunla bilir ve o dost gördü ve sırladı. Kemiklerinizin içindeki en küçüğünün içine dirilme istidadını O koydu, o çağrıyı işitir fakat toprağa gömersen derin bir uykuya dalar.
Bir zamanlar santir geleneğine bağlı o topluluk topluca derin uykuya dalmıştı. Onların üzerinden yağmur yağar fakat onlar ıslanmazdı. Bunu uyumayan küçük bir erkek çocuğu gördü ve o iman etti ve “sizin gittiğiniz yol doğru değil” diyerek büyüyünce bir uyarıcı oldu. Onun koyduğu sözler kalpleri uyandırdı ve o anne karnındaki bebekleri öldüren o topluluklara ibretleri anlattı.
Var’lıkta hayatı tam ile hayy olanın var’lığından başka varlık yoktur. Cevher parçalanamaz, şeyleri kıvama getiren Allah’ın hayy’atıdır. Var’lıkta her şey Hakk’ı tespih eder. Eşya üzerinde Allah sıfatı ile hükm eder. Allah Alim’dir.
Şeyler, kudretin altına tabidir. Eşya hadis fakat Allah’a nispetle kadîm’dir. Alemin ayakta duruşunu sağlayan hayat Allah’ın hayy’atıdır. İşte bu kadîm’dir.
Siz şeylere dalıp gitmişken de O, sizin üzerinize tanık olur. Tüm varoluş bir kitabın içindedir. Her şeyin içinde tam hayatın iradesi vardır. Kimisi gizli kimisi açıktadır. O, bunu ayan eder gösterir, bu bir ilahi haberdir. Keşfi açılan O’nun kulları işitir, onlar bilirler ki eşyanın konuşma lisanı hakikidir.
Bunu derin düşünün, gayb müşahede edilirse gayb kalmaz. Bunu, açığa çıkanı işiten ve gören O’nun kulları bilir. HŞY