Az ye çok şükr et, az konuş çok fikr et, az uyu çok zikr et! Tarikata kurtulmak için girmedik, aşkımızı yüceltmek için bir tarik eyledik.
Sen’i vedûd mânâ ile içime çektim, gönlümde nakş edip hak’ikat eyledim, aşk-ı mihrabına yöneldikçe ne mânâlar çıkardım, o mânâlarda sırr-ı ilahi keşfettim.
Sen’le imtihanım biliyorum, gönül mihrabına yönelip daim Vedûd eyliyorum, bu sınavı geçmek için namazımla, zikrimle hizmetimle kadîr ediyorum; içimdeki aşk ile sabûr eyleyip vuslat anımızı bekliyorum.
Yaşam o kadar zor ki! Bu zorluk esasında insanın kendini yemeğe, içmeye, mal-mülk edinmeye ve hatta evliliği nefis aracı görmeye dolayısı işe hırs dolu olmakla zorlaşıyor. Bunları yaşamın ikinci kısmına atabilirsek yaşam o kadar kolaylaşır ve o zaman anlarız ki: “Ben bir vesileyim, burada rolümü oynayıp perdeyi kapatacağım. Fakat rolümü de en iyi şekilde yapmalıyım. Etrafımdaki her şey gerçek sahipli dekor.” diye düşünmelidir.
Esas gaye gerçek sahibi öne çıkarmak olmalıdır. Bütün gayretimiz en çok lazım olana yönelmek olmalıdır. İşte en lüzum olan da Cenâb-ı Hakk’dır. Bütün her şey O’nundur, O’ndandır.
Tasavvufta her şey yolunda iken bir karşılığı mutlaka vardır. Sen yine karşılık bekleme, kendisi zuhur bulur. Dünyaya ahiret, yaratılmışlara ise Yaradan bedeldir. Dünyayı sırtından geriye atarsan, önünde ahiret olur. Halkı bir yana bırakırsan onun yerini mutlak Hakk alır. İşte o zaman senle yalnız O kalır.
Yaşam, kendimizdeki hazineyi keşf edip hayy’atiyet bulmadır. Paylaşım deyip geçmeyelim, sanal ortam dahi olsa kelimeler cümleleri öyle bütünler ki, ışık olur, kalbimize yerleşir, dost aydınlığı oluşur. İlim zuhur eder içeriden ki Hakk mürşidliği kavramı sarar gönlümüzü, ruhumuzu.
Tanıyıp tanımadan öte kimin yazdığı değil, yansıtılan ışıktır, ışığın nur gibi içimize nüfus etmesinin gücünü duyumsayabilmektir ki işte acziyet yüklü gönüller bunu hisseder. Tevazu yayılır ve yaşamın gücü koklanır hayy’at bularak.
Her şeyi an deminde aramalıyız, ne dünde ne de yarında… İçimizdeki vâr olan bizden ne işitmek istiyorsa o muhabbetle besleyelim emanet gönüllerimizi ki bütün güzellikler âlemlerin Rabbi olan Allah’ındır.
Aşk-ı muhabbet demine huuu..HŞY