O’nun varlığına sahip olanlar manen daha da güçlenerek vatana millete sahip çıkmalıdır ki bunu yapmak için tasavvuf ehlinin maddeden uzak mânâya yakın durması gerekir.
Her şey düşüncededir biliyoruz, biz kullar düşüncemizde olanı ekiyoruz, gün geliyor ektiğimizi biçiyoruz.
Biz hiçbir yolu ayrı gayrı görmeyiz, bütün ehli tarik aşk Er’lerini bir’leriz, ayrım yapmaksızın emir subaylığını eyleriz.
Zahiren tonajı yüksek yüklü kamyonlar asfalt yolu bozuyorlar. Batınen de böyledir zahiri yüksek olanlar manevi yolu bozarlar.
Hakikatte tarik eylemedikten sonra ne işin vardır tarikatte?
O, çok veren ve verdiğinde sınır tanımayan Vehhab’tır. Gecenin sessizliğine, gecenin gündüze dönen o an’ına yemin olsun ki Rabbimin hediyelerini siz tahmin edemezsiniz.
Şeksiz bir aşk ile tevhid ediniz, O’nun şerbet tatlısı tevhid lezzetine erişiniz.
Hakk dostları sadece O’nun yakînliğine ihtiyaç duyarlar, Hakk’a yakîn olmayı dileyenler Hakk dostlarına ihtiyaç hissederler.
İhtiyaç duyduğun her şey içindedir, içe yönelmek gerekir.
Her şeyi içinizde arayınız, gökyüzü size uzak ama hayran olduğunuz ilmi içimizde, o ilme ulaştığında sen de olursun miraçta.
Hak’ikat anda, ne geçmişte ne gelecekte, yönel marifet ile hakikate, çünkü hakikat içinde.
Düşünceni safiyet eyleyesin, gönlün tertemiz düşüncelerle açılacağını bilmelisin, gönül kalbin sırrıdır, o sırrı karartmamalısın, “lâ ilahe” dersin de bütün ilahları kendinde toplamışsın “illallah” dilersin, O’ndan gayrısı yoktur ki cemâl O’nundur nur’u aksettirmelisin, düşünce safiyeti olmadan saray mamur olmaz bilesin. HŞY