Sancak kelimesi Osmanlı Dönemi sırasında çokça kullanılan bir terimdir. Genel olarak Sancaklarda Şehzadeler eğitim alır ve tahta çıkacağı güne kadar burada bu eğitime devam ederlerdi. Ülkemizde şu anda Osmanlı Sancağı olarak gösterilen en önemli ikisi Amasya ve Saruhan (Manisa) Sancakları idi.
Balkanlarda fetihler ilerlemeye başlayınca Sancak kelimesi artık daha çok eyalet anlamında kullanılmaya başlanmıştır. Burada da akıllara gelen ilk iki Sancak Tuzla ve Yeni Pazar’dır. İşte bu dönemden itibaren 400 yıl boyunca dil konusunda da çeşitli etkileşimler olmuş ve özellikle Boşnakçaya yaklaşık 8 bin Türkçe sözcüğün eklendiği bilinmektedir. Bu sözcüklerden birisi de Sancak kelimesidir ve günümüzde Boşnaklar tarafından da bir kısmı Sırbistan, diğer kısmı ise Karadağ’da kalan geniş bir alan için kullanılır. Bunun yanında Sancak kelimesinin uluslararası statü kazandığı da bilinmektedir. İkiye ayrılma tarihi ise Komünist Yugoslavya dönemine rastlar.
Sancak Bölgesi’nin yüzölçümü 8687km2 olup toplam nüfusu 450 bin civarındadır. Bu nüfusun ise 360 binini Müslümanlar oluşturmaktadır. Sırbistan’da kalan parçasında Priboj, Nova Varos, Sjenica, Tutin, Prijepolje ve Novi Pazar; Karadağ’da kalan kısmında ise Rozaje, Bijelo Polje, Plav ve Pljevlja gibi şehirler bulunmaktadır.
Slavların Balkanlara gelmesinden önce Hun, Vizigot ve Bulgar hakimiyetinde kalan bölge, daha ileriki zamanlarda Bizans ve Sırp Krallığı arasında sürekli el değiştirdi. 1392 yılında Osmanlı’nın Üsküp’ü fethetmesiyle de burası için yeni bir dönem başlayacaktı. Çünkü 1396 yılından itibaren Osmanlı Ordusu burayı kontrol altına alacak ve Bosna-Hersek’teki gibi köklü değişiklikler başlatacaktı. Sancak Bölgesinin tamamıyla Osmanlı idaresine girmesi 1455 yılında olarak tahmin edilmektedir. Bölgenin ilhakının ardından imarına başlanmış ve İshak Bey oğlu olan İsa Bey şu anki Novi Pazar (Yeni Pazar)’ın temellerini atmıştır.
Balkan Savaşı dönemi yaklaştığında ise Sırp İsyanları başlamış ve Sırplara Osmanlı tarafından özerklik hakkı verilmişti. Bundan sonra ise Sırbistan topraklarında tek bir Türk askeri kalmamış ve Sancak Müslümanları ne yazık ki savunmasız bırakılmıştı. Bu da Balkan Savaşlarının ardından yaşanacak gelişmeler ışığında Sırpların ekmeğine adeta yağ sürdü. Savaşların ardından Sırplar Sancak ve Kosova bölgelerini derhal işgal etti ve buralara hatrı sayılır bir Sırp nüfus yerleştirdi. Amaçları ise elbetteki Müslüman direnişi kırmak ve mümkün oldukça Müslümanları asimile etmekti. Bu dönemde yaşanan katliamlardan ötürü ise birçok Müslüman Anadolu’ya ve Bosna-Hersek’e göç etmek zorunda kaldı. Daha sonra ise burada şiddet daha da arttı. Yugoslavya Krallığı Döneminde ise politik bir kimlik kazanmış olan Sancak Bölgesi ne yazık ki bu kimliğini kaybetti.
Yugoslavya’nın dağılmasının ardından Karadağ ve Sırbistan bir süre yine bu adı devam ettirmiş ve Sancak Bölgesi de bu ülke sınırları içinde kalmıştır. 1991 yılında bölgenin özerkliği talep edilse de buna şiddetle karşı çıkılmıştır. Sancak Bölgesi, Karadağ’ın 2006 yılında tamamen bağımsızlığını kazanmasıyla resmi olarak ikiye ayrılmıştır.