İnsanlar çoğu kez vicdandan söz ediyor. Vicdanın değerine önem veriyor. Yapılan işlerin, sergilenen davranışların vicdana sığıp sığmadığını, vicdanın onay verip vermediğini de sorguluyor. İnsan çoğu kez, vicdanın sesini duyup duymadığını, vicdana göre karar verip vermediğini , vicdanı doğrultusunda harek edip etmediğini düşünüyor.
Pekki vicdan nedir ?
Vicdan, iyiyi kötüyü ayırt eden, iyilikten huzur, kötülükten azap duymasına yol açan, davranışları hakkında adil bir yargıya götüren bir duygudur. İyiyle kötüyü birbirinden ayıran, iyiden haz, kötüden gam duymaya sebep olan manevi histir vicdan.
Vicdan bir iç denetim mekanizmasıdır aslında, hata ve doğrunun sınırını belirler, insanı her an her yerde izler, duygu ve düşüncelerini , bunlardaki maksat ve niyetleri izleyen bir hakimlik görevini yerine getirir.
Şemsettin Sami, Kamus-ı Türki’de vicdanı şöyle tanımlıyor: “İnsanın kalbinde olan gizli bir duygudur ki iyilik yapmaktan tat alır ve kötülük yapmaktan da rahatsız olur.”
Vicdanla ilgili Hz. Ömer’in söylediği söz çok önemlidir :” Kötü bir işin en gizli şahidi, vicdanımızdır”.
Yazar William Shakespeare de vicdanla ilgili çok güzel bir söz söylemiştir : “Pırlantaların en değerlisini içimde taşıyorum… O da vicdanımdır…” diyor.
Kanuni Sultan Süleyman’ın ise kendine yönelik fakat tüm insanlığa hatırlattığı söze kulak vermek gerek : “ Vicdanın senin kıblendir Süleyman, Kaybetme! “
Hz. Mevlana ise şöyle buyurmuş : “ Vazifesini tam yerine getirmemiş olanın vicdan yarasına ne mazaretin devası ne ilacın şifası deva getirmiş”.
İnsan kendini her zaman haklı çıkarmaya çalışır. Hatalarına karşı da hep bir savunma gayreti gösterir. Her nekadar “ ben haklıyım” demeye çalışsa da içindeki ” o ses” yanlışları göz önüne getirerek “ hayır, sen haklı değilsin” der. Dil susar, kalp susar, göz kapanır, ama vicdanı susturmak mümkün değildir. İnsan çoğu kez vicdanının itirazıyla karşı karşıya kalıyor.
İnsan bu sese kulak vermeil ! Vicdan sesini dinlemeli !
Hırsına kapılmış, nefsine yenik düşmüş insanların vicdanın sesini duymak için zaman bulamıyor. Yaşananlar gösteriyor ki vicdanın sesi duyulmuyor artık.
Victor Hugo : “En mükemmel adalet vicdandır”, diyor.
John Stuart Mill : “İnsanlar kötülüğü , arzuları kuvetli olduğundan dolayı değil, vicdanların zayıf olduğundan dolayı yaparlar… işte bu yüzden ben, mükemmelliği vicdanda ararım, çünkü vicdanı eksik olan başkalarına zarar verir”.
Vicdanın sesine kulaklar tıkanmasın !
Vicdanın vereceği cevaplar insana doğru yolu gösterir. Gerçekle yüzleştirir. Vicdanına soru sormaktan çekinmemeli insan. Önemli olan vicdanı rahata kavuşturmaktır. Daha doğrusu vicdan insanı rahatlatmalıdır.
Aldığın görevi layikiyle yerine getirdiğine dair vicdanın rahat mı ?
Verdiğiniz karardan dolayı vicdanın rahat mı ?
Vicdanınızın sesine kulak verdiniz mi ?
Başını yastığa koyduğunda insan rahat uyabilir mi ? Yaptıklarını düşündüğünde kendini nasıl hisseder ?
Elini vicdanına koy ey insan !
Mahatma Gandhi : “Kanunlara dayanan adli muhakemelerden, daha büyük bir muhakeme vardır ki, bu da her kişinin kendi vicdanıdır”.
François Marie Arouet Voltaire : “ Birbirinin kalbini kırmak isteyen insan, kesinlikle vicdanını susturacak bir sebep bulur, ama sonra vicdanı onu susturur ”.
Vicdandan nasibi olmayan insanlar da yok değildir. Çoğu kez bazı insanların ne kadar vicdansız olduğuna, onların sergilediği tutum ve davranışlarından acı çekenler, zarar görenler, rahatsızlık duyanlar en iyi bilir. Fakat onlar yaptıklarından rahatsızlık duymaz, pişmanlık veya suçluluk hissetmez, belki de vicdan azabı çekmezler.
Pekki vicdan azabı nedir ?
Yaptığına , söylediğine pişman olmaktan ileri gelen üzüntü, yaptığı yanlış bir işten, başkasına zarar verdiğini görmekten doğan iç huzursuzluktur.
İnsanlara karşı yapılan acımasız muamelelere, can yakıcı davranışlara, çektirilen eziyetlere karşı “ vicdanlar öldü mü?” dedirtmez mi ?
İnsanlar vicdanlarının sesini duyduklarına inanıyormusunuz ?
Yapılan zülümler, haksızlıklar, insan onurunu hiçe sayan davranışlar, menfaat için cana kıymalar, insana acı çektirmekten zevk duyanlar, kendi egoları için insanları kulananlar hangi vicdandan söz edebilir ki …
Yetim hakkı yeyenler, bi gayri iftira atanlar, insanların arasını dedikodu yaparak bozanlar, fitne yayanlar, söylediklerini inkar edenler, sözlerinde durmayanlar, emaneti yerine getirmeyenler, insanların malına , canına, namusuna göz dikenler… vicdanlarının rahat olduğundan söz edebiliyorlar mı ?
Çoğu kez” benim vicdanım rahattır” sözü insanlar arasında duyulmaktadır. Gerçekten rahatsa !
Bazan insanların yaptıklarına karşı “hiç mi senin vicdanın sızlamaz” sözü kulanılmaktadır. Yani vicdan sesine kulak vermeye bir davettir. Vicdanı hatırlatmaktır.
Ey insanoğlu ! Bazı insanların acı yaşamasına, zor durumda kalmasına , sıkıntıya girmesine sebep olduğun zaman vicdanın hiç sızlamadı mı ? İnsanlar, vicdanlarının sesini duymaya başladıkları gün insan olacaklar. Ey insanoğlu ! Nefsinin değil, vicdanın sesini dinle ! Vicdanın terazisini doğru tutmalı. Verdiğin kararları, atacağın adımları, söyleyeceğin sözleri, sergileyeceğin davranışları bu terazide tartmadan, vicdanın sesine kulak vermeden hareket etmek, vicdan azabı içinde kıvranmak kaçınılmaz olur.
Vicdanın sesini duymaz mı oldu insan ?
Hırsına, menfaatine, kibrine, bencilliğine, makam sevdasına, nefsin arzusuna yenik düşen insan, vicdanın sesine kulak vermeye zaman bulamaz her halde.
Nereye gidiyor insanoğlu. İnsana noldu ki, acımayı, merhameti, saygıyı kaybederek, vicdanlar duymaz, yürekler hissetmez oldu.
Fikir adamı, ahlak felsefecisi Nurettin Topçu : “İnsan, vicdana sahip olmakla ahlaki bir varlık olmuştur ve insanın doğruluğu ahlaklılığından ileri gelir” demekle insanın insan olması için vicdanıyla hareket etmesi, öncelikle ahlaklı olması gerektiğine dikkatleri çekmektedir.
Çoğu kez duyduklarına, gördüklerine , şahit olduklarına inanamayan insan, isyan edercesine : Heyhat, insan vicdanını mı kaybetti ? Bu iç sese kulaklar mı sağırlaştı? Haksızlığa, zulme, karşı vicdanımız engel olabiliyor mu ?
Vicdan pusula gibidir… ona uyarsan, doğru yolu bulursun…!
Vicdanın senin kıblendir ey insan ! Kaybetme !
Vicdan, insanın en hassas adalet tartısıdır. İnsan
her şeyden kaçabilir ancak vicdanından kaçamaz.
Elinize dilinize sağlık daha nice güzel yazılara……
Yunusun dedigi gibi hem hürriyetıni hep hapsıni içinıde taşır. Hepımızi ALLAH vicdanli olmamızi nasib etsın. Elıne sağlık Eyüb Abey. ALLAH RAZİ OLSUN