Dünyada yeni bilimsel ve teknolojik gelişmeler, büyük dönüşümlere yol açmakta, ekonomik, siyasal ve kültürel yapıları altüst etmektedir.Alvin Toffler, “Gelecek Korkusu”, “Üçüncü Dalga” ve “Zenginlik Devrimi” kitaplarıyla, Yirminci yüzyılın ikinci yarısında, ileri boyutlara ulaşan değişmelerin, toplumları nasıl sarstıklarını, sarsıntılar arasında ayakta kalmak için, alınması gereken önlemleri tartışmaktadır.
*
Toffler çalışmalarında dünyada, geleceği öngörmeye çalışan bir toplum bilimci olarak, Sovyetler Birliğininin dağılmasından önce, uygulanan Sosyalizm ile birlikte, bilinen Kapitalizmin de ömrünü doldurduğunu tekrar tekrar vurgulamıştır. Sanayi toplumlarının bilgi toplumlarına dönüşmesiyle, açıklık içinde sürekli kendilerini yenilemeyen ülkelerin, Yirmi birinci yüzyılda ayakta kalamayacakları, bütün dünyanın gözleri önüne serilmiştir.
*
Toffler ekonomik ve kültürel dünyaya, sanayi toplumunun içinden bakarak, bilgi toplumunun oluşumunu gözlemlemiştir. Bütün kültür ve ekonomi dünyasının öncüleri gibi, Toffler da yazdığı kitaplarıyla yetinmemiştir. O dünyayı sürekli dolaşan, ülkelerin ve kuruluşların yöneticileriyle görüşen, dünyaya bütün olarak bakan bir gözlemcidir. Onun düşüncelerinin tutarlılığı,dünyanın ortak birikiminden yararlanmasını bilmesinden ve hayatın içinde olmasından kaynaklanmaktadır.
*
Toffler’in önerilerine değer veren Malezya, Japonya ve Güney Kore yanında, Pasifik havzasınında, bilgi toplumu olma yolunda önemli adımlar atan ülkelerden biri olmayı başarmıştır. Malezya sanayi toplumunun, fabrikalarda üretim yapan alanlarına verdiği önem kadar, bilgi toplumunun bilgisayarlara dayanan, üretim alanlarına da önem vermiştir. Toffler’a göre Malezya, Müslüman ülkeler arasında en başarılı bilgi toplumu ülkesidir.
*
Dünyanın her yanında ülkeler, ekonominin dinamiklerine verdikleri önem kadar, kültürün dinamiklerine önem vermezlerse, savurganlık körlüğüyle birlikte, aşırı kazanç sağlama tuzağına düşerek, büyük krizlere sürüklenirler. Bilgi toplumu olmanın sağladığı gücün, bilincinde olamayan ülkeler, dünyadaki bilimsel ve teknolojik, gelişmelerden yeterince yararlanamazlar. Bilgi toplumunda düşünce gücü, sermaye gücünden çok daha önemlidir.
*
Dünyadaki bütün kuruluşlar ayakta kalmak için, Amerika’dan Çin’e, İngiltere’den Japonya’ya kadar, bütün ülkeler öğrenmesini ve öğretmesini öğrenmek zorundadırlar.
*
Ülkeler bütün insanlığın bilgi ve bilgelik birikimine katkıda üniversiteleriyle,dünyanın önde gelen devletleri arasında yer alırlar.
*
Ekonomik ve kültürel başarıların kaynağında,ülkelerin büyük başarılar kadar unutulmayan başarısızlıklar da vardır.
*
Bilgi toplumunda kuruluşlar, zarar etmezler zarardan kazanmanın yollarını öğrenirler.
KARE DÜNYADA GÜÇ SERMAYEDEN DEĞİL BİLGİDEN KAYNAKLANIR
Yorum Yazınız